in

Amos 4:12

ve o zaman geldi.. şehir boş, dakikalar köşeye sıkışmış. Bulutlu havada kargalar dans ediyorlar, güneş ebediyen sönmüş, sabahlar yok olmuştu. Tüm dairelerin kapısı açık, içi boş, siyah pencerelerde perdeler dans ediyor, saatler donmuş akrepler çalışmıyor artık. Siyah geceler ebediyen gelmişti. Şehirde kimseler kalmamış. ne yaşlı, ne genç dünyada kimseler kalmamış, arabalar boş hepsi. Yok olmuş tüm insanlar, yok olmuş, bir tek benden başka. Gökten sesler geliyor ve o zaman gözlerime yaşlar doluyor, hızlı adımlarla aşağıya doğru merdivenlerle koşuyorum.. korkuyorum insanlara karışmak istiyorum, tanımadığım insanların gözleriyle karşılaşmak duygusu bir de. Iş yerleri boş, heryer boş, polisler yok siyasetçiler yok doktorlar yok, hastalar yok, yakınlarım, arkadaşlarım, sevgilim, ailem nerdeler ? Gördüyüm tek şey aynadakı ben. Belki bu toprakta bu şehirde olmamalıyım, belki yerim gökler, dizim yerler, evim dünya ? Belki  de Allah, Şeytan, Cennet, Dünya – hepsi rüya?! Ben biliyorum kirli bir kapıdan başlıyor cennet, ben biliyorum mukaddes toprakta üç genç çarmıh, yere soktuğum asanı kanlı denizler ayırıyor, gri elbiseli peygamber saçları gözlerini kapamış, tanrıya kirli ayaklarıyla koşuyor. Şeytanla karşı karşıya gelmiş savaş alanında.. Sevginin şemsiyesine dağılıyor nefret yağmuru. Tanrıya sarılmak o an ve söylemek bırakma beni.. ve son an da kimse yırtıp perdeleri ve son bakışında görecek tanrının gözlerini…

Ben seni bulamadım,  Sen bana yolu tarif etmedin, Ben kendim bulup geldim !

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Kırmızı Yazar

Written by Valiko Aliyev

dead.

Bir cevap yazın