Şiir söyler gibi bakar gece
Sanki şiir söyler gibi gökyüzü
Şiir beni bir boşlukla beklerken kimsesizce
Kelimeler yağdı üstüme
Sırılsıklam olurken yıldızlı battaniyemle
Köşe başında gördüm onu
Dar ve birbirini sıkan evlerin köşe başında
Her gece görüyorum
Her gece tüm köşe başlarında
İnce bakışlar yolluyorum ona
Pencere demirlerinden geçebilecek kadar ince
Ve sokak lambasında rengi seçilebilecek bir mavi özlem
O da bakıyor bana
Bazen sanki gamzelerinden kokulu mektuplar yolluyor
Bazen de sessizliğini gecenin tellerinde notalara işliyor
Her gün görüyorum onu
Her gün bekliyorum
Tam yaklaşacak pencereme
Gözlerimin kepenkleri indireceği tutuyor
Bir gün mesaiye kalmalı gözlerim
Çocukluğumun gavur düğümleri gibi
Boğazıma bir ilmek atıyor
Köşe başlarında kendini bekleyen insan çaresizliği
Her gün
Ve her gece
Bekliyorum onu
Belki beklemektir yaşamak
Kavuşunca biter belki
Kavuşunca diner kelime yağmurları
Ve kim sevmez rengarenk gökkuşağını
Oysa ben kelimeleri içmeden uyuyamam ki
Bir gün unutuversem mesela
Köşe başından gelir üstünü kapatır kendim
Çünkü boyum uzayacak bu sayede
Ölene kadar hem de
Hep çocuk kalacağım böylece
Ve bir gün ulaşabileceğim yıldızıma
Buna en çok yıldızlı battaniyem sevinecek
Onu da aldırırım ki ben yanıma
Sonsuz tane yıldız kime yetmeyecek
Köşe başında gelmesini beklediğim kendim
Beklemezsem bana gelir mi
Belki de beklemekten vazgeçmektir ölüm
Vazgeçmek sona erdirmektir belki
Sonsuz bir evrende sonsuz zannettiğimiz şeyleri
Beklemek ve vazgeçmek düştü kirpiklerime
Pencere demirleri arasından
Uzatmışken başımı kelime yağmurlarına
Aklımdan geçirirken bunları 23 nisan geçidi gibi
Yapmak zorunda olduğumuz şeylerin hakimi
Ve hakim olduğumuz şeylerin tutsağı mıydık biraz sanki
Şiir söyler gibi değildi gece aslında
Aslında şiir dinler gibiydi bir çocuktan köşe başında
Ve ben hakimi sandığım tüm bunları izler gibiydim
Sokak lambasının kör ışığında