in

Bilemiyorum

Ne yazacaktım veya neden yazacaktım? Kocaman sandığımız şu dünya ufacıkken, yarın ne olacağı hep meçhulken, insanlar başkalarının kalbini analarının porselen takımı sanırken, herkesin derdi varken, yaşamak hiç güzel değilken (ki bu kişiden kişiye değişir) neden yazacaktım. Fazlaca sitemkar az biraz isyankardım. Yeni nesil olarak trendimiz buydu sanırım isyankar olmak, yere göğe bıktım sizden diye haykırmak, sevgiyi arayıp durmak, bulamayınca başkalarını suçlamak, asla yetinmemek ya da yetinememek.               Düşünün bir kere kimse isteyerek gelmiyor bu dünyaya, kimseye danışılmıyor canım sen dünyaya gitmek ister misin diye, bir şekilde dünyaya geliyor bebek, çocuk oluyor, sonra birey (kendinden sorumlu insan kişisi) oluyor sonra iş hayatına atılıyor, evinin kadını oluyor, baba oluyor, anne oluyor, kendinden başka şeylerden sorumlu oluyor ve kısa süre sonra sorunlu oluyor.

Ne demek sorunlu olmak? İşte bas baya sinir hastası, ruh hastası, psikopat filan gibi. Hayır. İnsan büyüdükçe dert alma kapasitesi de büyüyor, önce başını sokacak bir yuva arayışına giriliyor, sonra eş aranıyor, sonra yetmiyor araba alınıyor ömür boyu taksit ödeniyor, eee çocuk doğuyor, okula gitmesi gerekiyor ( mecbur çünkü), bu çocukta büyüyor iş hayatı ve sonrası kısır döngü…. Kafamızı kaldırıp yukarıya bakmak hiç aklımıza gelmiyor, öte yanımızda savaş oluyor, bombalar patlıyor, her gün ana haber bültenlerinde kırmızı yazılı son dakika haberleriyle karşı karşıya kalıp onun sabahına uyanıp gitmek zorunda kaldığımız işimize gidiyor ve en fazla iki gün umursuyoruz başkalarının acılarını, en fazla iki gün başkalarının derdiyle dertleniyoruz. Vicdanımızı yitiriyoruz parça parça, vicdansızlık sıfatı hiç yakışmaz iken insana yaşam tarzı olup çıkıveriyor işte.

Ayrıştırılıyoruz insan olarak; sen nerelisin, kimlerdensin, aaa bizden değilmişsin gibi saçma sapan cümlelerle ayrıştırılıp duruyoruz, özümüzde insan olduğumuzu hep unutuyoruz. Siyah, beyaz, kavruk, Ermeni, Alevi, Çingene, Kürt, Laz, Boşnak ve aklıma gelmeyen onca ırkla  nitelendiriliyor ve bölünüyoruz. Yaşama tutunmak için bir olmak gerekirken, atalarımız zamanında hep bir yaşamışken inanç insanın içindeyken, her renk aynı renk, her dil aynı dilken, sevgi sadece sevgiyken biz ayrıştırılıyoruz .Sen türbanlısın,sen mini etek giymişsin, o çarşaftan nasıl dışarıyı görüyorsun, saçlarını kazıtmışsın  ee ama sen kadınsın diyerek kadınları, çıkarsana o küpeni, erkeğin saçı uzun olur mu? diyerek erkekleri sen niye böylesin diyerek bütün eşcinselleri eleştirip sonra üzerimize vazifeymiş gibi ters ters bakarak kınıyoruz güya. Kim miyiz biz muhteşem insan ırkı. Ben bilemiyorum ya siz?

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Kırmızı Yazar

Written by Neva

İnsanlığa sevmeyi öğretelim.Zira sevgisizlik adam öldürüyor.

Bir cevap yazın