in

Bilimsel yönelim

Çok şanslı doğan insanlar vardır. Diğer insanlardan 3-5-10-1000 adım önde başlayan, sıradan insanların bocaladığı, kendine aşılmaz surlar, sarp kayalar olarak gördüğü engelleri, yol üzerinde bulunan kasislerden atlar gibi ufacık bir sarsıntıyla atlatabilen insanlar vardır. Şanslarının doğumlarından itibaren başladığı insanlar. Efendim bu şans nedir? Doğan bebeğin normal standartlarda başında iki ebeveyni bulunur. Ya da şöyle söyleyecek olursak, bir bebeği yetiştirip büyüten insanlar olur. Bebeğe biçilen şans faktörü, çevresinde en yakınında bulunan insanların kişilikleridir. Onlar insana insanlığı da öğretebilirler, arsızlığı da; yapabilirler de yıkabilirler de. Şans dedik ama, yani olumlu olabileceği kadar olumsuz da olabiliyor. Şimdi gerçek bir şey var. İlk adımlarımızda etrafımızdaki karakterlerin üzerimizde yadsınamaz, es geçilemez, göz ardı edilemeyecek derecede büyük etkisi olduğu gerçeği. Gerçek 1 olsun bu. Yalan dünyanın gerçeklerinden bahsediyoruz. Gerçekler devam ediyor. Hayatımız boyunca tek yol göstericimiz olan kişiliğimiz, en önemli zaman diliminde yani küçüklük çağlarında berbat bir ilerleme kaydetmiş ise, vay bize vaylar bize.. Böyle bir durumla karşı karşıya olduğumuzu düşünelim. Engeller çok büyük görünür, çok geriden gelinir, karar verilemez, verilse bile verilmemesi çok daha hayırlı olur, çünkü BİLİNMEZ. Cahil olunur yani.

Her şeyin bir sebebi olduğu gibi kötü yetişmiş, yetişememiş kişilerin hatalarına sebep bunlardan gelir. Böyle bir durumda olduğumuzu kabul edelim. Ne yapacağız? Olmaz ki, böyle olmaz yani, tabi ki herkes kültürlü ortamlarda yetişmiyor. İnsanların başına hayatta neler geliyor neler, nelerle savaşmak zorunda kalıyoruz. Yapacağımız şeyin adı, bilimsel yönelim. Bilim, içerisinde etiği, ahlakı, doğruyu,, tüm iyilikleri barındırır. Yönelirsek, kazanırız. Bu yönelim nasıl olmalı? Eğitim ile. Yaş sınırlaması yok, okuma yazma öğrendikten sonra artık önünüzü kesemezler. Şu var: yönelimi biz seçiyoruz. Yani önce seçmemiz gerekli. Eğitim yöneliminde bulunmazsak, asıl o zaman vay bize vaylar bize. Eğitimi hayatımızda alışkanlık edinmeliyiz. İnsan kendini eğitecek çok şey bulabilir, o insanın kendi bileceği ve isteyeceği bir durum. Günümüz bilgi dünyasında ülke olarak temel eksikliğimiz budur. İnsan kendini ne kadar zorlarsa o kadar kazanır.

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Okur

Written by Esat Enver Sarpkaya

İskenderun Teknik Üniversitesi - Bilgisayar Mühendisliği, düşünür yapar, çekilip gider.

Bir cevap yazın