in

Bir Kosovalının Gözünden Birleşmiş Milletler ve İnsani Müdahaleleri -3-

Bugün Kosova üzerinde incelemeye çalıştığımız İnsani Müdahalelerin son kısmına geldik. Bugünkü yazımız ile birlikte artık bu konunun Kosova ayağını bitirerek artık Suriye meselesini düşünecek yeteri materyalleri elde etmiş olacağız. Bugün paylaştığımız yazımızın son kısmı ile birlikte artık Suriye meselesindeki İnsani Müdahale konusunu anlamlandırabilecek ve sağlıklı bir düşünce  ortamı ile objektif bir şekilde bu konuya bakış açısı kazandırabileceğiz.

Yugoslav askeri, polis ve milis güçlerinin Kosova’dan çekilmesi, Kosova’ya uluslararası askeri güç yerleştirilmesinin kabulü olarak belirlenmiştir. Bu zirve sırasında gündeme gelen karadan harekât konusunda ise kesin bir karara varılamamıştır.

NATO’nun Kosova’ya kendi kimliği ile gitmesi bu krizin dünyanın başka bölgelerinde ortaya çıkan krizlerden farkını ortaya koyarken NATO’nun da son 10 yılda geçirmiş olduğu değişimin bir parçasını oluşturmuştur. Bu yöndeki değişim ileride ortaya çıkacak krizlerde Birleşmiş Milletler Barış Gücü yerine NATO kuvvetlerinin kullanılma ihtimalini yükselten bir gelişme olmuştur. Bu kriz esnasında, Kosova’dan Arnavutluk’a göç eden mültecilere yardım için NATO Daimi Konseyi ‘Müttefik Sığınak Operasyonu’ adı verilen insani yardım çalışması başlatmıştır. NATO tarihinde ilk kez insani yardım görevi üstlenirken, bu amaçla 8 bin NATO askeri Arnavutluk’a gönderilmiştir.

Kosova’da yaşanan kriz esnasında Birleşmiş Milletler tarafından NATO’ya tam açık bir onay verilmemesiYugoslavya’ya karşı girişilen hava operasyonunun uluslararası hukuka uygunluğu diğer bir tartışma konusunu oluşturmuştur. BM Güvenlik Konseyi 25 Eylül 1998 tarihinde aldığı kararda bölgede istikrar ve barışı sağlamak için gerekli önlemlerin alınmasını tavsiye ederken kuvvet kullanılması konusunda açık ve kesin ifadeler kullanmamıştır.  Bununla beraber Kuzey Atlantik Konseyi’nin, Sırpların istenen şartları yerine getirmemeleri halinde sınırlı operasyonda bulunma kararı almasının ardından açıklamada bulunan NATO Genel Sekreteri Javier Solana, NATO’nun kuvvet kullanmak için yeterli nedenlerinin olduğunu söylemiştir.

NATO birliklerinin bölgede konuşlanmasının BM sözleşmesine aykırı olarak bağımsız bir devletin egemenlik haklarının ihlali olarak değerlendiren görüşler ortaya atılmıştır. Bu durum zaten NATO içerisinde sürmekte olan bir tartışmayı, ‘alan dışılık’ sorusunu tekrar gündeme getirmiştir. NATO’nun bazı Avrupalı üyeleri ve Kanada, ‘alan dışı’ operasyonlar için Birleşmiş Milletler ’den onay alınması görüşünü savunmuşlardır.

Kosova sorunu sırasında ortaya çıkan diğer bir gelişmede NATO desteğinde kurulan Balkan Barış Gücü’nün hayata geçirilmesidir. Oluşturulan bu yeni gücün, bölgedeki hassas dengelerin korunması konusunda Birleşmiş Milletler ve NATO platformlarında karşılaşılan bir takım zorlukların aşılmasına katkı sağlayacağı düşünülmüştür.

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote

Bir cevap yazın