in ,

Bir Kosovalının Gözünden Birleşmiş Milletler ve İnsani Müdahaleleri

Bir Kosova Arnavutu olarak bendeniz naçizane gözlemlerim ve araştırmalarım ışığında siz değerli okuyucularıma şu anki uluslararası arenada da kendine geniş yer bulan Birleşmiş Milletler ve İnsani Müdahalelerini iki yazı dizisi şeklinde yayınlayarak özellikle şu an için Suriye konusunda gündeme getirilen ” İnsani Müdahaleleri ” ve etkilerini Kosova’ya yapılan insani müdahaleden örnekleme ile aktarmaya çalışacağım.

Yazımızın birinci kısmını oluşturan bu yazımızda Kosova’ ya İnsani Müdahale yapılmadan önceki durumu ele alarak bu platformda  Suriye’ yi siz değerli okuyucularımızın düşünce ve ufkuna bırakacağım.

Kosovalı Arnavutlara verilen özerklik, 1989 yılında Miloseviç yönetimi tarafından kaldırılmıştır. Bu tarihten itibaren Kosova bölgesinde çoğunluk Kosovalı Arnavutlarla, azınlık Sırplar arasında baş gösteren gerginlik, 1998 yılında Kosova’nın güneyinde Kosovalı Arnavut göstericiler ile Sırp polisi arasında çatışmaya dönüşmüş, hem Kosovalı Arnavut hem de Sırp güvenlik kuvvetleri tarafında can kayıpları meydana gelmiştir. 1998 yılı Eylül ayında BM Güvenlik Konseyi kabul ettiği bir kararla Yugoslav devlet başkanından bölgedeki Sırp askeri ve polis gücünün geri çekilmesini, mülteci konumuna düşmüş Kosovalı Arnavutların kendi topraklarına güvenli bir şekilde geri dönmelerinin sağlanmasını ve uluslararası yardım örgütlerinin bölgedeki faaliyetlerinin engellenmemesini istemiştir.

Çatışmaların artması üzerine NATO, Yugoslavya devlet başkanı Slobodan Miloseviç’e çatışmaların durdurulması ve BM Güvenlik Konseyi’nin bir önceki ay aldığı kararları yerine getirmesi için 96 saatlik süre tanımış, istenen şartların yerine getirilmemesi halinde hava harekâtında bulunacağını açıklamıştır. Olası bir NATO hava harekâtından kaçınan Yugoslav devlet başkanı Miloseviç BM Güvenlik Konseyi kararlarına uyacaklarını açıklamıştır. Fakat yaşanan bu gelişmelere rağmen bağımsızlık isteyen Arnavut asıllı Kosovalılar ile Sırp güvenlik güçleri arasındaki çatışmalar yıl sonuna kadar devam etmiştir. 1999 yılı Ocak ayından itibaren taraflar arasında yaşanan çatışmalarda önemli insan kayıplarının olması, uluslararası kamuoyunun ilgisini yeniden bölgeye çevirmiştir. Taraflar arası görüşmelerin başlamasının hemen öncesinde başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere Batılı ülkeler sorunun siyasi çözümüne yönelik olarak Sırp yönetimi üzerinde baskı kurmaya çalışmışlardır. Ayrıca NATO, bölgedeki gelişmelerle ilgili olarak müdahale hazır olduğu yönünde açıklamada bulunmuş, tarafların anlaşması durumunda 35 bin askerden oluşan bir gücü Kosova’ya gönderebileceğini belirtmiştir.

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote

Bir cevap yazın