in

Çerçeveler Ve Plak

Handan Hanım, ilk olarak çekmecesinde düzgün şekilde dizili fularlardan o gün istediği rengi seçip daha sonra bluzunu ve üzerine giymek için omuzları dik vatkalı ceketini, kimliğinde yazan 4 haneli rakama meydan okuyan fiziğine uygun kumaş pantolonlardan birini alıp kenarları altın varaklarla işlenmiş aynanın karşısına geçip hazırlanmaya başlardı. Giyindikten sonra, hangi renk kıyafet giyerse giysin hem sevinci hem üzüntüsü olan çiçek şeklindeki broşunu sol yakasına yerleştirirdi. Makyaj yapmadan önce,aynasının üstündeki o siyah beyaz resme bakıp “akşam görüşürüz” derken dolan gözleriyle her daim bakımlı,ince uzun parmaklarının birindeki o altın rengi ışıltıya dokunurdu. İster hafta içi ister hafta sonu olsun hiç değişmeyen saatte kahvaltısını yapar, şekersiz demli çayını ince belli bardakta içer,kedisi Numan’ın aynı hizada duran mama ve su kaplarını doldurur,daha sonra eksik etmediği kişisel bakımına geçerdi. Gözlerine siyah kalemini çeker,yanaklarına allık fırçasını hafifçe dokundurur ve ne kıyafet giyerse giysin değişmeyen kahverengi rujunu sürüp evden çıkardı. Okula giderken, içerisinde onun için hazırlanmış olan sade türk kahvesini içtiği kuaförde saçına fön çektirirdi. Öğrencileri onu gördüğünde hem biraz çekinir hem de ders sonunda kulaklarına küpe olacak ama hiçbirinin kahramanından bir türlü emin olamayacağı,birinci ağızdan dinledikleri “yaşanmışlıklar” olduğunu sonradan fark edecekleri hikayeleri sabırsızlıkla beklerlerdi. Okula girdiği saatten akşamüstü çıkasaya kadar sol yakasındaki broşun üzerinde bıraktığı izler yüzünden çevresindekilere sadece tebessüm etmekle yetinirdi. Eve giderken, aynasının üstündeki siyah beyaz resmin en sevdiği tatlıdan alırdı; sütlaç. Bir önceki akşamdan hazırladığı tek porsiyonluk yemekleri, sadece duvarlarındaki aynalarda tekilden çoğula dönüştüğü, konsolun üzerinde sadece siyah beyaz resimlerin kahramanının ahşap çerçeveler içindeki fotoğraflarının ve o kahramanın en sevdiği plakların olduğu evinde yerdi. Sütlacını, yutkunmakta zorlandığı diğer şeyler gibi yavaş yavaş öğütürdü. Yeşil çayını içerken o plaklardan kendisine armağan edilen şarkıyı “Huysuz ve Tatlı Kadın”ı dinledikten sonra siyah beyaz fotoğrafa iyi geceler dileyip yatardı.

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Kırmızı Yazar

Written by Ezgi Nur Kaplan

"Cesaret yalnızca korkunun değil ümidin de üstüne gitmektir" diyen bir penguen.

Bir cevap yazın