in

D | Ekonomi Sözlüğü

Dalgalı (Serbest) Kur Sistemi (Free Floating): Kurun hiçbir müdahale olmadan
tamamen piyasada oluşan arz ve talep koşullarında belirlendiği sistemleri ifade
eder.
Dalgalı Borçlar: Bir bütçe dönemindeki gelir ve giderlerin zaman içindeki
uyuşmazlığını bertaraf edebilmek için Hazine’nin genellikle para piyasasından
sağladığ kredilerdir.
Damping: Bir malın dış piyasadaki fiyatının, iç pazardan daha düşük tutulmasıdır.
Darboğaz: Herhangi bir üretim faktörünün teminindeki geçici sıkıntı nedeniyle
ekonominin tıkanmasıdır. Yol kazası adı da verilir. Söz konusu sıkıntı, döviz yokluğu
nedeniyle üretimde kullanılan hammadde ve ara mallarının ithalatının durması
şeklinde olabileceği gibi faizlerin yükselmesi nedeniyle işletme sermayesi temininin
zorlaşması şeklinde de ortaya çıkabilir. Darboğaz teşhisi, ekonominin büyüme
hızının sadece bir çeyrek dönemde yüzde 2’nin altında kalması, izleyen dönemde
yeniden yükselmesi halinde konulur.
Dayanıklı tüketim malı: Göreli olarak uzun ömürlü olan mallar (buzdolabı, çamaşır
makinası gibi beyaz eşya ya da televizyon ve video gibi kahverengi eşya).
Deflasyon: Fiyatlar genel düzeyinde düşüş.
Değişim denklemi:
M V = P Q
M: Para arzı
V: Paranın dolanım hızı
P: Fiyatlar genel düzeyi
Q: Ekonomide belirli bir dönemde üretilen mal ve hizmetlerin miktarı
Değişim Ekonomisi (EXCHANGE ECONOMY) :Tarafların, mal ve hizmet değişimlerini
serbestçe gerçekleştirebildikleri piyasa şeklidir.
Değişken faiz: Bir borcun faizinin, borcun ömrü süresince piyasadaki değişimlere
paralel olarak değişme göstermesi hali.
Değişken Maliyet(VARIABLE COST) :Toplam üretim hacmindeki artış veya azalmaya
göre değişen maliyettir. Hammadde ve işçilik maliyetleri değişken maliyetlere
örnektir.
Demografi: İnsan topluluğunun belirli niteliklerini ölçen bilim dalıdır.
Denge (EQUILIBRIUM) : Etkileyici güçler toplamının sıfıra eşit olduğu, bu eşitliğin
değişmesi halinde hiçbir eğilimin olmaması durumudur. Bir mala olan arz ve talep
eşit ise, o mal piyasada denge halindedir.
Denge Döviz Kuru(EQUILIBRIUM EXCHANGE RATE) : Toplam döviz talebinin toplam
döviz arzına eşit olduğu noktada oluşan kurdur.
Denge Fiyatı(EQUILIBRIUM PRICE) : Piyasalarda arz ve talebin birbirlerine eşitlendiği
fiyat düzeyidir.
Dengesizlik(DISEQUILIBRIUM) : Birbirlerini ters yönde etkileyebilen güçlerin,
birbirlerini karşılıklı olarak etkisizleştiremedikleri durumdur. Tüketicilerin cari
fiyattan satın almayı düşündükleri mal miktarı, üreticilerin satmayı
düşündüklerinden yüksek ise, bu piyasadaki dengesizliği gösterir.
Denk Bütçe Çarpanı(BALANCED BUDGET MULTIPLIER) :Kamu giderlerinin
vergilerle finanse edilmesi durumunda gayri safi milli hasılada oluşacak değişmenin
büyüklüğünü belirleyen katsayıdır.
Denkleştirici Kalemler (BALANCING ITEMS) : Otonom işlemler sonucunda ortaya
çıkan ödemeler dengesi açık veya fazlalarını dengeleyen kalemlerdir. Denkleştirici
işlemler konusunda ortak ölçü, kalemin oluşma amacına göre farklılık gösterir.
Depresyon: GSMH’nın önemli oranda küçülmesine yol açan ekonomik faaliyetlerde
gerileme yaratan ekonomik denge bozukluğu hali.
Destek Noktası : Fiyatların düşerken yoğun alımlar ile karşılaştığı ve daha aşağıya
düşmekte zorlandığı seviyedir.
Destek Seviyesi :Dolayısıyla fiyatların düşerken yoğun alımlar ile karşılaştığı ve
daha aşağıya düşmekte zorlandığı seviyedir.

Devalüasyon (DEVALUATION) : Hükümetin aldığı bir kararla, ulusal paranın yabancı para birimlerine karşı satınalma gücünün düşürülmesidir. Devalüasyon ile ithalat
kısılıp döviz tasarrufu sağlanmaya çalışırken, diğer yandan da ihraç gelirlerinin
artmasıyla döviz gelirlerinin çoğaltılmasına çalışılır. Devalüasyon finansal bakımdan
dış açıkların giderilmesinde etkili bir yöntemdir.
Devlet Borçları (STATE DEBTS; NATIONAL DEBTS) : Devletin yurtiçi ve yurtdışı
kaynaklardan sağladığı borçlardır.
Devlet Planlama Teşkilatı: Türkiye’de planlı ekonomiye geçildikten sonra yıllık ve
beş yıllık planları hazırlayıp izlemekle görevli olmak üzere kurulan Başbakanlığa
bağlı Müsteşarlık.
Devlet Tahvili(GOVERNMENT BOND) : Devletin ödünç fon sağlamak amacıyla
piyasaya çıkardığı borç senedidir. Devlet tahvilleri genellikle üç şekilde çıkartılır
Deflasyon: Enflasyonun tersi. Genel fiyat düzeyleri düşerken ulusal gelir, üretim ve
istihdamın da düşmesidir.
Destek seviyesi: Fiyatların düşerken yoğun alımlar ile karşılaştığı ve daha aşağıya
düşmekte zorlandığı seviyedir.
Dezenflasyon: Sert olmayan deflasyonist önlemlerle enflasyonun sınırlandırılmaya
çalışılmasıdır.
Dış Borçlanma: Ülkenin kaynaklarına ek bir kaynak sağlamak, döviz olarak yeni
ödeme gücü elde etmek gibi amaçlarla ülke dışındaki yabancı hükümet ya da finans
kuruluşlarından karşılıklı ya da karşılıksız geri ödemeli kaynak bulunmasıdır.
Türkiye’de dış borç kavramı içinde kamu sektörünün yanısıra, özel kesimin dış
borçları da birlikte anılır.
Dış Denge: Bir ekonominin ödemeler bilançosunun açık verip vermemesidir. Dış
denge, milli gelir, döviz kuru ve döviz sınırları değişkenlerine bağlıdır.
Dış ticaret dengesi :  Ödemeler dengesinin mal ve hizmet ihracat ve ithalatını parasal
değer cinsinden gösteren bölümü. İhracat = İthalat ise dışticaret denkliği; İhracat >
İthalat ise dışticaret fazlası; İhracat < İthalat ise dışticaret açığı söz konusu demektir.
Dış Ticaret Oranı (Hadleri): Bir ülkenin dış ticaretinde gerçek kaybı ile gerçek
kazancının birbirine olan oranıdır. İhracat fiyat endeksinin, ithalat fiyat endeksine
bölünmesiyle hesaplanır. Ülkelerin dış ticarette kazanç ve kayıpları dış ticaret
oranıyla saptanır.
Direnç noktası: Borsada, belli bir süreç içinde sürekli bir fiyat artışının yoğun
satışlar sonucu durdurulduğu fiyat seviyesini ifade eder.
Disponibilite (STOCK) : Hesap sahiplerinin istedikleri zaman paralarını çekebilmeleri
için, bankaların hemen paraya çevrilebilecek değerler bulundurma zorunluluğudur.
Mevduat ve hemen paraya çevrilebilir değerler arasındaki ilişkiyi gösteren bu oranı merkez bankası belirler. Disponibilte oranı, piyasanın likiditesini etkileyen bir para
politikası aracı olarak kullanılır.
Doğrudan finansman :Finansman açığı olan (borçlanıcı) ile finansman fazlası olanın
(borç veren) herhangibir aracı kullanmaksızın karşılıklı olarak bor – alacak ilişkisini
kurması hali.
Dolar Açığı (DOLLAR GAP) :İkinci Dünya Savaşı sonrası Batı Avrupa ülkelerinde
ortaya çıkan dolar kıtlığıdır. Avrupa ülkeleri, savaş sonrası ekonomilerini düzeltmek
için gerekli mal ve hizmetleri ABD’den karşılıyorlardı. Bu dönemde, Avrupa’nın
elinde bulunan tüm altın ve dolar rezervlerinin ABD’ye akması, 1950 oratalarına dek
Avrupa’da dolar açığı yaşanmasına yol açmıştır.
Dolar Paritesi (DOLLAR PARITY) :Herhangi bir ulusal paranın resmi dolar fiyatıdır.
Dolaylı finansman:Finansman açığı olan (borçlanıcı) ile finansman fazlası olanın
(borç veren) birbirlerini tanımadan bir aracı krum aracılığıyla borç alacak ilişkisinin
kurulması hali.
Dolaylı Vergi (INDIRECT TAX) : Yasama organı tarafından fiyatlara eklenmesi
istenerek, tüketicilerden alınan vergidir. Satış vergileri, bu tip vergilere bir örnektir.
Dolaysız Kontroller: Devletin siyasi gücünü kullanarak ekonomiyi düzenlemek
amacıyla fiyat ve ücret kontrolü gibi doğrudan yaptığı uygulamalar bütünüdür.
Dolaysız Vergi (DIRECT TAX) :Yasama organı tarafından çıkartılan ve verginin
doğrudan doğruya yükülüsünden alınmasını istediği vergidir. Gelir ve mülkiyet
vergileri dolaysız vergiye örnektirler.
Dönemsel Faiz: Bir yatırımın fiilen elde tutulma süresince getireceği faizi ifade eder.
Dönen Varlıklar(CURRENT ASSETS) : Üretim sürecinde yer alıp, belrli bir dönem
içerisinde sağladığı yarar yine o dönem içerisinde sona eren varlıklardır. Değişen
varlıklar olarakta adlandırılırlar.
Döner Akreditif (REVOLVING CREDIT) : Akreditifin, sözleşme uyarınca bir kısmının
veya tamamının kullanılması durumunda otomatik olarak yenilenen akreditiftir.
Döner sermayeli kuruluşlar : Genel ya da katma bütçelerden tahsis edilen bir
başlangıç ödeneğini sermaye olarak kullanmak suretiyle her yıl elde ettiğiğ karın bir
bölümünü sermayesine ekleyerek iktisadi işletme mantığıyla çalışan kuruluşlar. En
yaygın olanları üniversite hastanelerinin döner sermayeleridir.
Döviz (FOREIGN EXCHANGE) : Yabancı bir ülkede ödeme sırasında geçerli olan her
türlü bono, çek, kredi mektubu, poliçe, havale gibi her türlü değerli kağıda verilen
addır. Nakit olan yabancı paralara “efektif döviz” de denmektedir.
Döviz Borsası: Döviz arz edenlerle döviz talep edenlerin karşılaştıkları, ulusal
paraların birbirlerine çevrildikleri standartlaştırılmış piyasalar.

Döviz kuru: Bir ülkenin ulusal parasının fiyatının bir başka ülkenin ulusal parası cinsinden
ifadesi. İki tür döviz kuru vardır: (1) Nominal döviz kuru, iki ülkenin paralarının
karşılıklı göreli fiyatıdır. (2) Reel döviz kuru, iki ülkenin mallarının karşılıklı göreli
fiyatıdır.
E = e (P/P*)
Burada E reel döviz kurunu; e nominal döviz kurunu; P yerli malın fiyatını; P*
yabancı malın fiyatını gösterir.
Döviz Kuru Rejimleri: Döviz kurları günümüzde özellikle küçük ve açık ekonomiler
için taşıdıkları önem ve reel ekonomiyi doğrudan etkileme potansiyelleri nedeniyle,
uygulanan para politikası çerçevesinde doğrudan hedef, gösterge veya araç olarak
kullanılmaktadırlar. Döviz kuruna yönelik uygulamalar, bir uçta tamamen sabit kur
sistemi, diğer uçta ise tam serbesti olmak üzere, iki rejim arasında şekillenmektedir.
Tamamen sabit kur sisteminde, ulusal para yabancı bir para veya paralardan oluşan
bir sepet karşısında sabitlenmekte ve bu değerin sürmesi para otoritesi tarafından
bazen açık bazen de dolaylı olarak garanti edilmektedir. Para Kurulu (Currency
Board) türü uygulamalarda, bir taraftan kur sabitlenirken diğer taraftan ulusal para
arzı tamamen bu kur üzerinden gerçekleştirilen döviz alış-satışlarına
bağlanmaktadır. Tamamen serbest kur sisteminde ise, döviz kurunun fiyatı
doğrudan piyasada oluşan arz ve talebe göre belirlenmektedir. Ara rejim olarak
adlandırılan, Avrupa Para Sistemine geçiş aşamasında da uygulanan kurun bir band
içerisinde hareketine müsaade eden yapı ile kontrollü dalgalanma (managed float),
sürünen kur (crawling peg) adı altındaki sistemlerde ise, kur belli bir takım kriterlere
göre yönlendirilmekte ve para otoritesi tarafından gerektiğinde müdahale
edilmektedir. Kura yönelik bu tür rejimlerin seçimi, ülkelerin içinde bulunduğu
şartlara göre değişmektedir.
Döviz tevdiat hesabı : Yurtiçi ve yurtdışında yerleşik kişilerin, ticari bankalarda açmış
oldukları yabancı para cinsinden mevduata verilen isimdir.
Döviz Tevdiat Hesabı: Yurtiçi ve yurtdışında yerlesik kişilerin, ticari bankalarda
açmış oldukları yabancı para cinsinden mevduata verilen isimdir.
Duran Varlıklar : Şirketin likit olmayan aktiflerini gösterir, yani uzun vadeli alacaklar,
iştirakler ve maddi duran varlıklar.
Dünya Bankası (World Bank): 1944 yılı sonrası, Avrupa’nın yeniden imarına yönelik
olarak “International Bank for Reconstruction and Development” adı altında kurulan
uluslararası bir örgüttür. Daha çok, gelişmekte olan ülkelere uzun vadeli proje
kredileri sağlamaktadır. Son yıllarda görev tanımları içerisine, gelişmekte olan
ülkelerin dış borçları ve yoksullukla mücadele kavramları da girmiştir. 2002 itibariyle
183 üyesi olan Dünya Bankası ABD’nin başkenti Washington D.C.’de bulunmaktadır.
Dünya Ticaret Örgütü (WTO): Ülkeler arası ticaret akımlarının mümkün olduğunca
öngörülebilir, serbest ve olağan olabilmesi için gereken çetçeveyi oluşturmak ve
kuralları koymak ve uygulamak amacıyla kurulmuş uluslararsı bir kurum.

DÜOPOL (DUOPOLY) : İki üretici ve çok sayıda tüketicinin bulunduğu piyasadır.
Tüketiciler bakımından, tam rekabet piyasasına çok benzer. Ürticilerin arzı kontrol
edememeleri satış fiyatını etkiler. Bu da, fiyatın tekel piyasasındaki fiyata
yaklaşmasına yol açar. Bu tip piyasalara, kısmi tekel piyasası da denilmektedir.
DÜOPSON (DUOPSONY) : Birbirlerine benzer ürünlerin çok sayıda üreticisinin fakat
sadece iki tüketicisinin bulunduğu piyasalara verilen addır.

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Kahverengi Yazar

Written by Yakup Udül

Keyifli okumalar..

Bir cevap yazın