in

Dönmeli Çörekli Bayramlar

Yazıya başlarken “biz küçükken bayramlarda…” diye başlamaya meyillendiysem seneleri devirmeye başladık demektir.

Evet, biz küçükken… Bizim orda gelenek sayılabilecek, çocuk dilinde ‘dönmeli çöreklerin’ kokusu, evin her tarafını sardıktan sonra sırayla yıkanır, yastıklarımızı her günden farklı olarak kafa kafaya gelecek şekilde konumlandırıp yatar ama heyecandan uyuyamazdık. Sabah erkenden uyandığımızda kıvır kıvır olsun diye geceden ince ince örülmüş saçlarımızı çözerken, adet yerini bulsun diye daha uyanamamış tembel kardeşlerimizi Barış Manço’nun “Bugün Bayram” şarkısını bağıra bağıra söyleyerek uyandırırdık. Sanırım içimizdeki heyecanı dışarı vururduk böylelikle. Sıradaki vazifemiz, o sene moda olan bayram kıyafetlerini giyinmek. Bir keresinde simli, üzerinde kocaman Barbie yazan, yakası önden uzayan kazağın farklı renklerinden mahallede tüm kız çocuklarında vardı. Ha! Bir de kazak mevsimindeysek yağmur yağmasın da gönlümüzce gezebilelim, şeker toplayabilelim diye dua eder, yağarsa da bir araya toplanıp dertlenirdik. Eğer o mevsimlerden birinde değilsek ve yağmur yağmadıysa genelde 8-9 kişilik ekibimizle neredeyse mahalledeki tüm apartmanlardaki tüm dairelerin zillerini çalar, çantamızı şekerle doldururduk. Her bayram “önümüzdeki bayram hiçbir apartmanı atlamadan gezip daha çok şeker toplayacağım” diye hırslanırdık. Ama bahsi geçen bayramda da bilmem kaç apartman gezdiğimiz için yorgun düşer, hedefimize ulaşamadan yenen tatlıların hediyesi karın ağrımızla eve dönerdik. Sıradaki işimiz, şekerleri çantalardan sepetlere dökmek, güzel şeker-daha az güzel şeker ya da ‘cam’ şeker-çikolatalı şeker olarak ayırmaktı. Akşam yemeğine hâl kalmadığından akşam yemeğini yemeden bir sonraki bayramın hayaliyle yatar uyurduk.

Biz çocuklar için bayram, büyüklerin bayramda duyduğu maneviyattan biraz farklı olarak bayramlık, şeker, heyecan demekti. Şimdi kardeşlerimin topladığı, gezdiğimiz apartman sayısında şekerin olduğu torbayı, köşeye umarsızca bıraktığını, bayramlık almaya pek de gerekli görmeyen tavırlarını gördükçe yılları devirdiğimi ikinci kez kanıtlama ihtiyacı duyarak “Nerde o eski bayramlar” derken iyi bayram dileklerimle yazımı bitiriyorum.

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Turuncu Yazar

Written by Azize Akdemir

Söylenmiş sözleri tekrarlamaktan korkarım. Bunu bilir bunu yazarım.
Tabii ki yazdıklarımın sayısı okuduklarımın sayısını geçmeyecek :)
MSKU FTR'18
Bursa

Bir cevap yazın