Önce başkasının hikayesini okumaya ne gerek var kurgu onlar gerçek bile değil diyerek kitaplardan uzak insanlara yakın bir yerde sosyallik denilen evredeydim. Hayatıma giren insanların hikayelerini dinleyip o hikayelerin bir kahramanı olmak bana daha büyük bir zevk veriyordu. Tiyatro veya sinema filmi gibi sanki. Lakin bir dizi olacak kadar uzun sure kalmadı kimse hayatımda. Bazen sadece bir figüran oldum bazen yan rol bazen başkasının hayatında başrol benimdi kendi hayatımda bile başrole kendimi layık göremezken. Sonra filmler vizyona girdi bazıları çok sattı bazıları pek izlenmedi. Bazılarını arada sırada hala izlerim. Bazen güler bazen gözyaşı dökerim. Bazıları vizyona girmeye hak bile kazanamadan yarısında senaryo iptal edildi. Bazı senaryolar çalıntı iddiası ile son buldu. Senaryoyu yazanları kalbimin içindeki zindanlara kitledim. Bazen para yetmedi unutuldu filmler. Bazen başka bir filmi korsan çektik kaliteli gelmedi diye biz bile izlemedik. Bazıları sanat filmiydi toplum pek kaldıramadı. Anlayanlar olarak yalnızlaştık. İşte o gün popüler olanı değil az insanın anlayıp sevdiği şeylere özen gösterdim. Çok sık bahsi geçen film serilerini hala izlemedim. Felsefi birkaç kitap gördüm senin yaşın küçük anlamazsın dediler okudum çok sevdim. İşte o gün başladı insanlardan uzak kitaplara dost asosyal sanılan dönemlerim. Sonra kitaptan uzakken bile kitaptan uyarlanan filmler izledim ve yine asıl dünyama geri döndüm. Kimse beni izlemedi ben herkesi hayal edip bazen yazdım bazen okudum. Sen benim yazdığımı okudun ama bu hayat sadece hayal ürünü gerçek kişi ve olaylarla alakası yoktur ibaresini fark edemedin.
in Edebiyat, Hikaye/Öykü