in

Hayalsiz kalmayın

Kimse hiçbir zaman istediği kadar mutlu hissedemiyor. Ne için mutlu olsa hep daha fazlasını istiyor. Babası istediği oyuncağı alıp gelse, keşke diğerini de alsa diyor; annesiyle markete gidip çikolata alsa “Neden jelibon almadım ki” diyerek kendine kızıyor. Çok çalıştığı sınavdan aldığı puan hiçbir zaman tatmin etmiyor hep daha çoğunu istiyor. Bayram için aldığı kıyafeti çok seviyor ama alamadığı diğer pantolon için de üzülüyor. Doğum günü için evine arkadaşlarını davet ediyor; on tanesi gelse keşke onbir olsaydı diye içinden geçiriyor. Saçı kıvırcıksa düz olsun,gözü kahverengiyse mavi olsun diyor. Boyu kısaysa boyuna,saçları ince telliyse ona takıyor. İnsanoğlu bu! İlla ki sevmeyecek bir neden buluyor… Mesela sabah uyandığında üzerinde kıyafeti olduğunu hiç farketmiyor, gözlerini açtığında görebilmek çok normal geliyor. Telefonda arkadaşının sesini duyabilmek bir şans değilmiş gibi davranıyor, saçlarının değil çokluğu varlığı bile mutlu etmiyor. Mesela bayram için kıyafet alamayanların olduğunun farkında değil. Doğum gününü kutlayamayanların olduğunun da.. Onun geldiği yaşa dek jelibonun ne demek olduğunu bilmeyen,tatmayan çocuklar olduğunun da.
Biraz daha düşünsem bir sürü örnek bulabilirim belki de. Sizin de aklınızdan geçmiştir mutlaka okurken. Kiminiz bunları istemeden de olsa yaptığınızı farketmişsinizdir, belki de bazılarınıza bu düşünce saçma gelmiştir.
Aslında bu konuyla ilgili anlatmak istediğim minik bir şey var. Küçükken annemle alışverişe gittiğimde bir anlaşma yapardık. Her seferinde tek bir hakkım olurdu. Yani sepetin içine çikolataları,cipsleri tek seferde dolduramazdım. Her seferinde bir şey alır,diğer sevdiğim şeyi ikinci sefere saklardım. Bir gün annemle yine markete girdik. Market arabasını benim sürmemi istedi. Ve kapıdan girdiğimizde şunu söylemişti: “Ne istiyorsan alabilirsin.” Cümleyi duyduğumda çılgına dönmüştüm. İçerdeki her şey benimdi. Çok uzun sürmedi alışverişimiz çünkü karar vermemi gerektirecek pek bir şey yoktu. Bu sefer istediğim her şey alınmıştı. Eve geldik, aldıklarımızı yerleştirdik. İçinden birini aldım,yedim; ikincisini aldım,yedim. Akşama kadar sürekli televizyonun karşısında bir şeyler yedim. Ama önceki televizyon izleyişlerimle arasında fark vardı bu günün. Markete gidip tek bir şey aldığım zaman bitmesin diye ağır ağır yerdim,tadını çıkara çıkara. Şimdi hiç keyfine varamamıştım bile. Farketmeden hepsini bitirmiştim. Bir sonraki hedefim olmadığı için de yedikçe mutlu hissedememiştim.
Bizi hayata bağlayan,büyüten şey hayallerimizdir. Hep bir adım ileriye götürenler onlardır. Hayalsiz kalmayın:)

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Kırmızı Yazar

Written by Şimal Gürtekin

1996 doğumlu,Yalova'da yaşıyor,İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi 2.sınıf öğrencisi

Bir cevap yazın