Başta hayırlı yolculuklar denir giden her yolcuya
Otogar sayfaları açılır hele ki yarası olana
Her gidişin dönüşü meçhul ve çoğu kez olurlar yollarda faili meçhul
Her kabuk tutan yaranın kanayışıdır aslında otogarlar
Gönül kalır, hasret artar ilerleyen saat dilimlerinde
Acın artar peronlardan kalkan araçlarla
Nefesin kesilir buğulu cama yapıştığında gözün kalır kalanlarda
Bazen sevincin formülü olur gitmek
Irak olur gözünde kalanlar yavaş yavaş
Usulca ilerler araçlar en baştan
Sonra kabuklu yaran kanar her hızlanıştı
Şoför zalimleşir gözünde ama ne çare
Girersin otobanların soğuk ve kavisli yollarına
Uzadıkça uzar yollar hele ki uzak diyarlar
Akrep yelkovanı kovalar
Hayırlı yolculuklar der yanındaki
Yolcu ne de daldım der kendi kendine
Oysa her yaşanan bir gerçektir aslında
Fırat güneş