in

Kadın olmak

Zordur kadın olmak. Ataerkil toplum yapısında. Hangi sosyal statüde olduğun önemli değil. Kadınsındır sonuçta. İkinci türsün.
Dünyaya geldiğin an başlar zorluk. Kırsal alanda doğmuşsan erkek evlada tercih edilebilir hattta istenmeyen çocuk olabilirsin. Ee tabi eğitimine önem verilmez ya hiç okutulmaz ya da okuman için kimse çaba harcamaz. Sonrasında mı istemediğin bir hayata doğru sürüklenirsin. Daha ileri görüşlü modern bi ailede doğduysan işler farklılaşır. Bir birey olarak yetiştirilmeye çalışılırsın. Hobilerinin olması istenir daha çocukluktan. Eğitimine önem verilir. Haylazlık yapma hakkın bile vardır.
Sonra kız çocukluğundan çıkar serpilmeye güzelleşmeye başlarsın. Erkekler etrafında dönmeye başlar. Sen de ilgilenirsin onlarla. Ama çevrende senin erkek gibi davranamayacağın empoze edilir sana. O erkek denilir ya da sen kızsın dikkat etmek zorundasın denilir daha kibarca. Başlarda bu uyarı işine yarar bu yaşlarda erkek niyeti belliyken keşif isteğinden veya duygusal arayışlarından ötürü acı çekmen kötüdür. Eve girmen için saatin vardır falan filan bir de ne şuh görünmelisindir ne suratsız . Bunlar için de farklı farklı sıfatlara tabi tutulursun.
Sonra birine aşık olursun. Nasıl hareket edeceğini bilemezsin. Güvenip güvenemeyeceğini bilemezsin. Ama inanmak güvenmek istersin. Küçük tecrübelerinden yola çıkrak bi cesaret atılırsın bu maceraya. Ama kolay değildir kız için. Erkekler çok masum değildirler. Bu yüzden kızın iki yolu vardır ya kendini ağırdan satıp mesafeli yürütücek ya da doğal davranacak kendini farklı göstermeyecektir. Bu yolda kızlar tamamen masum mudur ? Tabikide hayır. Kız da aldatabilir, kendini farklı tanıtabilir, küçük -büyük oyunlara başvurabilir. Ama aşıksa mı ? Hayır. Yapmaz, yapamaz. Fakat erkek daha basittir. Basit düşünür. Egosu için diğer kızlara da bakar, arayışı da bitmez, birden fazlasıyla birlikte de olur. Fakat ona sorsan mı ? Tabikide çok seviyordur. Sadece hata yapmıştır. Önemsiz olduğunu savunur. Birinci yoldaki kız akıllıca davranmıştır. Baştan önlemini alır mesafesini koyar fakat ne aşkını yaşar iliklerine kadar ne de canın yanmasını dindirebilir. İkinci yoldaki doğal kız mı ? Saf aşkı gibi saf acısını yaşar.
Sonuç olarak kadın güvense bir dert güvenmese başka derttir. Bu onun sonraki ilişkilerini de etkiler. Ve sonra duygusuzlaşır. Artık aşkmış güvenmiş bağlılıkmış o kadar da umrunda değildir. Daha farklı şeylere yönelir. Büyüdükçe ruhu küçülür bir nevi. İşine adar kendini. Orada da bir yığın kendini beğenmiş adamla uğraşır. Farklı tacizlere maruz kalır. İşine tutunmak için akla karayı seçer kadın. Araba kullanır trafik magandalarına maruz kalır. Giyim kuşamı diğerlerini ne kadar namuslu namusuz olduğunu düşündürtmeye iter. İşinde yükseliyor mu mutlaka patronla arası iyidir veya üstleriyle.
Ardından toplum tarafından evlenme baskısı yapılır. Evinin kadını olsun otursun evde çocuk doğursun baksın istenilir. Çünkü neymiş ? Kadın doğurganmış, hayatmış. Bakire değil mi ? Kepazedir. Bakire mi ? Cahildir. Bunun yanında mutfakta da yatakta da iyi olmak zorundaır. Aksi takdirde mi ? Aldatılır. Kadının değeri bu tür şeylerle ölçülür. Fakat en büyük vurgun da buradadır. Kadın asıl dört dörtlükse dışlanır, aldatılır, konuşulur, üzülür. Kadın anlar bunu ya susmaya itilir erkek yapar denilir ya da kadın çoktan öğrenmiştir susması gerektiğini.
Sonuç mu bu dünya erkeklerin dünyasıdır. Ve erkekler dünyasındaki kadın yine erkeklerin koyduğu kalıpların dışına çıkmamalıdır.

What do you think?

1 Beğeni
Upvote Downvote
Kırmızı Yazar

Written by mortaldance

Anadolu Üniversitesi, 1994

Bir cevap yazın