in

Karanfil ve tarçın kokulu hemşire

Gözlerinin içi gülerdi daima. İnsanı rahatlatan yumuşak ılık rüzgar gibi okşayan tatlı bir sesi vardı;  bir de karanfil ve tarçın kokulu saçları…

Yumak yumak emekten ilmek ilmek hoşgörü, saygı sevgi; dokurdu Gülşah Hemşire. Çalışmayı, üretmeyi; doğayı, insanları; iyiden doğrudan yana her şeyi severdi. Bulunduğu ortama desen desen, renk renk, umut umut sevgi ışıltısı yayılırdı; Bir de saçlarının buram buram tarçın ve karanfil kokusu…

Gülşah Hemşire bir ilkokulda çalışıyordu. Orada göreve başladığı günlerde çocuklar birbirlerine ondan bahsederken   ‘Revir Abla’ demişlerdi. Revirde çalışan Gülşah Hemşire onların tatlı yüreklerinde ‘ Revir Abla ’ olarak yer etmişti. Gülşah Hemşire başta çok gülmüş, doğrusunu anlatmaya çalışmış, sonra o da kabul etmişti. Artık okulun ‘revir ablası’ olmuştu…

İyileştirici, rahatlatıcı, sakinleştirici, huzur veren bir dokunuşun vardı Gülşah Hemşirenin. Elini, kolunu yaralayan; başı, karnı ağrıyanlar hemen soluğu Revir ablalarının yanında alırlardı. Gülşah Hemşire merhem sürüp yaralarını bir çırpıda sarardı: ‘İşte tamam hadi bakalım canım şimdi hiçbir şeyin kalmaz.’ Sözüyle çocukların başını okşayarak bitirirdi görevini. Dayanılmaz bir ağrı ile gelen çocuklar güle oynaya giderlerdi sınıflarına. Oysa asıl merhem onun sevgi dolu yüreği, içten dokunuşu idi. Karnı ve başı ağrıyanlar da çoğunlukla Karanfil ve tarçın kokulu saçlı ablalarıyla sohbet ettiler mi bir anda iyileşiverirlerdi.

Revire karnı ağrıdığı için gelen Emel :  ‘Revir Abla’ dedi.  ‘Efendim canım’ diye karşılık verdi Gülşah Hemşire. Emel:    ‘Bir gün ben de senin gibi bir hemşire olmak istiyorum.’   Gülşah Hemşire Emel’in bu sözü üzerine çok duygulandı:   ‘Ne kadar güzel canım, eminim çok iyi bir hemşire olursun.’   Emel ‘Ama benim saçlarım da senin gibi güzel koksun.’ Gülşah Hemşire çok şaşırmıştı ne söyleyeceğini bilemedi o an gülümsedi, çocuğun saçlarını okşadı: ‘Senin saçların benimkinden daha güzel kokuyor Emelciğim.”

Emel: ‘Revir Abla, ben kendi kokumu hiç alamıyorum; senin saçların annemin tarçınlı keki gibi kokuyor.’ Gülşah Hemşire gülümsedi: ‘Sen de benim yaşlarıma gelince saçlarına boya yerine kına sürersin istersen içine Karanfil ve tarçın da koyarsın. Boyalar çok zararlı tamam mı tatlım’ dedi. Emel de gülümsedi. Gülşah Hemşire onun saçını okşayarak revirin kapısına kadar uğurladı. Emel, koridordan sınıfına doğru ilerlerken hayalleri Gülşah Hemşirenin hayallerine karışmış ortalığı mis gibi tarçın ve karanfil kokusu kaplamıştı.

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote

Bir cevap yazın