in

Külkedisini biz yazsaydık ne olurdu?

images 4Muhtelemem külkedimiz kara kaşlı kara gözlü sivridilli bir  Türk kızı  olurdu. Masalda ki gibi bir üvey anneye ihtiyacı olmazdı. Hanım  kızımızın öz babası üvey anneden daha iyi bir performans sergilerdi. “Evleri temizle , yemek yap ,  öyle her yerde boy gösterme otur evinde.” Böylelikle külkedisinin neden atar yapmadığını düşünmek yerine bizim kıza alayımız hak verirdik.  Masalda ki üvey kız kardeşlere gelince de kahramanımızın  öz abileri üvey kız kardeşlere taş çıkarırdı. Onu yapma , bunu giyme , getir götür güzelim , hizmet ediver abilerine… En ironik kısım ise peri olurdu. Beyaz kıyafetler içinde ışık saçan tüylü ponponlu kadını her ne kadar tasvir etsekte hayal gücümüze cuk diye  oturtamadik. Onun yerine koyalım oraya bi aksakallı dede. Bak nasil değişiyor işler. Külkedisi görsün rüyasında elbiselerin yerini. 60 yaşında ki amcamiz bile inanir o zaman bu hikâyeye. Velhasıl geriye prens kaldı. Bizim şehzadeler haremden seçilmiş güzel  yabancı kızlarla evlendikleri için prens kısmı istesek de oturmuyor beynimize. Neden? Bizimle evlenme olayi zaten yok adamın. Onun yerine yakışıklı ,uzun boylu, hafif esmer , gülüşü güzel ,cebi dolu bir bey hayal ederiz. İstisnasız.

Prensimizle , hanım kızımız parti de değil Kuzeninin düğününde karşılaşırdı. Hadi oluversin o da bir kış düğünü. Napalım bizim kızlar öldürseniz birakmaz orda o topuklu ayakkabıyı. Patik sart bu masala işte. Dans etmek falan da ne? Beraber bi temiz halay çekerlerdi pistte. Orkestra eşliğinde… İlmek ilmek ördüğü pembe patiklerini çıkarırdı sıcaklayınca. E masal canım bu. Bu kadar da oluversin patik örmüş giymiş işte… Prensimiz halay çekerken aşık olduğu kızımızla konuşmak için giderken birden kızımızın zihninde aksakalli dedenin söyledikleri  beliriverir akşam ezanı okunmadan eve dön. Baban gelecek yavrum… Patiklerde kaldı,  düğün pastası da yiyemedi kuşum. Döndü tıpış tıpış evine. Eee bizim prenste bakti yok kız sordu soruşturdu bu patik modelini kim çıkarttı diye. Mahalledeki teyzeler aracılığıyla buldu buluşturdu külpisimizi. Halı çırparken balkondan karşılaştılar prensimizle. İstedi babasından aldı kızı.  Düğünlerine de tüm masal kahramanları katıldı.

The end bebeğim

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Okur

Written by Emine Altan

Doğdum ve hâlâ hayattayım. Yalpalaya yalpalaya hayatta kalmaya devam ediyorum. Herkes gibi zorunlu olan 12 yıllık eğitimi aldım. Birçok öğrencinin kazanabileceği düzeyde bi üniversiteye yerleştim. Ciddi mana da yerleştim... Uzamasina ramak kaldı... Edebiyat Felsefe yapmayı (yapmış olmak için yapmayı) sevmiyorum. Laf kalabalığından haz etmiyorum. Burdan tüm samimiyetsizlere meydan okuyorum.

Bir cevap yazın