Neden bu kadar kaptırıyoruz ? Hayatta her şey gelip geçici değil mi zaman çok hızlı akıyor, her güne yeni bir olayla uyanıyoruz sürekli değişim içindeyiz. Bu değişimleri göz ardı etmek gideceğini, değişeceğini bile bile bir şeye bağlanmak ne kadar doğru ? Yoksa acı çekmekten zevk mi alıyoruz?
Hayat bu güne kadar bizlere kimi zaman iyi kimi zaman kötü şeyler sundu. Kiminden ders aldık kiminde hala ısrar edip aynı hatalara düşüyoruz… Birkaç gün mutlu olabilmek için belki de gecelerce ağlamayı göze alıyoruz.
Dönüp bakalım artık aynaya kim bize bağlandı, kim gözünü karartıp bizi koşulsuz sevdi buna onay verecek çok kişi olduğunu düşünmüyorum… O zaman neden hala inat ediyoruz ki ? Neden insanların peşinden koşuyoruz? Kullanılmak değil mi bu?
Yapmayalım, kendimizi yıpratmayalım ne kadar doğru olur bilmem ama yarın yokmuş gibi yaşayalım zaten bunun garantisini kimse veremez ki. Hayatımızın merkezine kimseyi almayalım çünkü biliyoruz o merkezi kaybettiğimiz an hayatımız alt üst oluyor…
Bu durumda yapılacak tek bir şey var her sabah doğan güneşe gülümseyin, o size değil siz ona açın siz aydınlatın dünyayı, karanlık örtüleri atın üzerinizden her şeyden mutlu olmaya bakın bırakın gülsünler pijamalarla ekmek almaya gittiniz diye ya da saç baş darmadağınık mağazalarda dolaştınız diye. Bu hayat sizin değil mi merkezinde mutluluk ve umut olduğu sürece kimsenin moralinizi bozmasına izin vermeyin ! Mutluluğu aramaktan vazgeçmeyin.. Hem belki bir gün şirinleri bile görürüz 🙂