in

Mutluluk umutları

Bir çocuk öldü

Çığlıklarını koca bir sessizlik gömdü

Umutlarını kalbine inen keskin bir mermi böldü

Bir çocuk öldü

Anneciğinin kıyameti

İnsanlığın ölüm tarihi

İzlerken öte sahilden cenazesiz ölü güruhu

Çekerken en seslisi içten bir ¨Yuh!¨ u

Bu suçun ne günahı kaldı ne mekruhu

Bir çocuk öldü

Semada damlalar mermi olurken

Dünya taşlaşıp öylece dururken

Çocuk gördü

Son bir ışık süzüldü gözlerinden

Son defa tuttu anneciği yaşayan ellerinden

Bir çocuk daha öldü

Toprağa fazla geldi cansız bedeni

Şehitti herhal hiç olmadı kefeni

Neydi tüm bunlar, neydi nedeni?

Zihninden geçen son şeydi, söndü

Bir çocuk daha öldü

Küçük küçük lambalar karanlığa gömüldü

Önce dizlerinin bağı çözüldü

Sonra gözlerinin feri süzüldü

Sessizce annesinin kucağına son kez büzüldü

Ve o bir çocuk ölmeye devam etti

Kimilerine göre sadece bir yığın etti

Bu azgınlar da kimdi, insan mıydı, neydi?

İnsan dediklerimizse öylece seyretti

Ve bir çocuk daha öldü

Ve bir daha…

Bir çocuk uyandı

Hava temiz, gökyüzü berraktı

Hafifçe doğruldu, yastığına dayandı

“Yavrum!” dedi bir seda, kahvaltı çoktan hazırdı

Ilık bir suyla eller yüzler yıkandı

Gözleri ışıl ışıl, sözleri tertemiz

Bir çocuk indi masaya saf, semiz

Bir oğlandı annesinin bir taneciği

Hayalleri, umutları hala yerli yerindeydi

O, ailesiyle birlikte vatan toprağı evindeydi

Yazıcı sordu dışardan kendi kendine

Bu kelime yığınında mutluluk neredeydi

Çocuğun bakışları ilişti gözlerine

Mutluluk o andı

Bir an her şeyi gerçek sandı

Sonra bir sızı, kor ateşlerle içi yandı

Her şey zıddıyla bilinirdi

Olmayan mutluluk, mutluluğun habercisiydi

Olmayan vicdanlarımız zorlarsak geri gelebilirdi…

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Kırmızı Yazar

Written by Emine Şahin

Gündüz biriktirdiği üç noktaları gece içine ve kelimelere anlatmaya çalışan bir kız...

Bir cevap yazın