in

Rutine methiye

Post modern romanlarda olduğu gibi “rutin” kalabalıkların içinde yalnız olduğunu düşünen insanlar olarak içimizde hep bir boş zaman çiçeklerinin açtığı beyaz bir avluya çıkma isteği var. İçinde bulunduğumuz günlük hayatın getirdiği sorumluluk ve görevler bizi boğuyor sanki. “Şu bitseydi de şunları şunları yapacağım, yapsaydım…” ifadesi en genel tabiridir herhalde.

Fakat gelin görelim ki çoğu zaman ipi geçtik halatla çektiğimiz o günler geldiğinde -halatı çekmekten yorulmuş ellerimizden midir yoksa yalancı isteklerimizin bizi başı boş bırakışı mıdır bilinmez- o planlarımızın içine doldurduğumuz şeyleri yapacak “güdü”yü bulamıyoruz. Bunun bazı sebepleri yok değil elbette. Planladığımız şey belki de tamamen hayali olmasa da içinde birtakım mantıklı sebepler barındıran bir ütopyaydı. Ya da altından kalkamayacağımız kadar çok planlarımız vardı içinde. Aklıma gelen tek çözüm, hepsini birden değil, parçalara ayırarak yapmak. Ama gel gör ki bugün bahsetmek istediğim ‘nasıl plan yapılır’dan ziyade “rutin hayat” bavuluna yapmayı istediklerimizi nasıl yerleştireceğimiz, tabii ki sıkış tıkış etmeden.

İnsan “amaçlar” binasından “boş zaman” avlusuna çıktığında kendini boşlukta buluyor. Yapacak bir şey olmadığında ne yapacağını şaşırıyor, daha önce bir şeyler yapıyor oluşunun verdiği meşguliyet hissi bir an gözünde değerli görünüyor. Kafamı dinleyeceğim diye çıkılan tatillerde -genelde- ruh bir kere ikamet ettiği yere demir attığından demire takılan fikir balıkları peşini bırakmıyor. Dünyanın 3/4’ü deniz ne de olsa. Peki ya bunun çözümü ne? Yani imkanlar dahilinde nasıl kendi hobilerimizi, planladığımız şeyleri gerçekleştireceğiz? Sanırım bu sorunun cevabı, amaçlar binasından o boş zamanlar avlusuna çıkmayıp, pencereden ferah bir nefes almak. Aldığımız o istekli nefesi, rutin hayatımızın işlerine itici güç yaparak. Güdüyle yaparak, yaparak güdülenerek; o boşluk hissinin oluşmasına izin vermeyerek. Zira her şey tadında güzeldir değil mi? Boş zamanı değerli yapan şey, içinde bulunduğumuz hayatın devamını sağlayan işler, meşguliyetlerdir. Ve tabi ki bu işlerin can damarı olan sağlığımızı sağlam tutarak.

“Şüphesiz sağlık ve boş zaman Allah’ın nimetlerinden iki nimettir; (ama) bunlarda insanların çoğu aldanmaktadır.” – Hz. Muhammed (s.a.v)

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Turuncu Yazar

Written by Eyüpcan Işık

Gökyüzü sinmiş hikayelerin fedaisi.

Bir cevap yazın