in

Sebebe sebep olmak

Korkar oldum insanların tepkisinden git gide…
Sebebini tam kestiremesem de, düşündüğüm her iyi şeyi yapamıyorum mesela! Gurur mu desem, utangaçlık mı? Bence insanların tepkisinden korkmamdı durum tam anlamıyla. Bu saçma ve çok mantıksız aslında, insanların tepkisinden korkmak hem de bir iyilik yapmaya çalışırken. Bu konuda toplum olarak kendimizi suçlamalıyız, bunu okurken sen de kendini suçla! Çünkü suçluyuz. Hiçbir teşvik ya da yönlendirme durumu yok iyiliğe, güzele, anlayışa. Kendi kendimizi korkutuyoruz, insan insanı teşvik etmiyor; insan, insanın cesaretini kırıyor, onu yanıltıyor,onu ümitsizleştiriyor. Tam bir domino taşı örneği aslında. Birbirimize iyilikte ve iyi şeyler üzerine sebebiyet vermek yerine… Bir insanın sinirinin; annesine, babasına, evladına geçmesi gibi bir şey. İşte ben bu yüzden korkuyorum… Bir şeyi yaparken niyetimin anlaşılamamasından, ters tepki almamdan, istediğimin tam olarak gerçekleşememesinden korkuyorum. Bir de bir olaya çok taraflı bakmak da zaman zaman kaybettiriyor insana. Çok taraflı bakarsan çokça mantık ararsın, kalbin nötrleşir, soğur. Duygularını itmişsindir bir kenara. O sebeple o saf niyeti yakaladıktan sonra çok da mantık aramak saçma olabilir. Bir dilenci düşünün; küçükken çok acıdığımız ama büyüdükçe onların aslında böylelikle insanları sömürdüklerini, üstelik gençken dilendiklerini, üstelik bir de küçük çocuklarını kullandıklarını düşünürüz. Evet çoğu doğru. Ama senin saf niyetin birine yardımcı olabilmekti ve bunu bu düşünceyle yapsan, seni inanılmaz huzurlu hissettirecekti. Ama korktuk, o dilenci gerçeğinden, zenginliğinden korktuk. Ne hissettiğimiz ya da hissedeceğimiz önemli değildi artık o parayı dilenciye verdikten sonra.

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Kırmızı Yazar

Written by Gülsüm DURAN

Yozgat'ın kendine has bir mahallesinde doğup kendimi Bursa'da bildiğim ve bulduğum ben, eskiden beri İngilizce sevdalısı olup tam da o mesleği seçip Gazi Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği mezunuyum, liseden bu yana tiyatro, yazarlık, taklitler gibi sanatsal yönümü ortaya çıkarmaya çalışsam da iş güç sanırım tam kendimi aktaramamış olsam gerek ki Mornota ile tanışınca içimdeki bütün fırtınaları anlatma ve hissettirme fırsatını artık yakaladığımı düşünüyorum. Teşekkürler Mornota, love you.

Bir cevap yazın

Bir Yorum