in

Sokağın İsimsiz Çocukları

Hep görürüz onları bir yerlerde. Kimi zaman bahçede, kimi zaman bir çöp kenarında. Hiç düşünmeden önlerinden geçeriz.  Acaba karınları tok mu, üşüyorlar mı, dayak mı yemişler, mutlular mı, tecavüze uğramışlar? Kim bilir…

Kışın köpekler on yedi, kediler beş saat aç kalırsa donarak ölür. Biliyor muydunuz? Tabi ki hayır… Çünkü siz onları hiç düşünmeden, önlerinden geçip gittiniz. O yüzden kırgındır bakışları. Başlarını hiç okşamadınız ki.

Soğukta tüyleri korur dediniz. Bilmiyorsunuz ki değişen iklim koşulları onları da etkiliyor. O tüyler kışın onları ısıtmaya yetmiyor.

Kışın bebekler büyümüyor, neden mi? Çünkü onları kimse görmedi. Anneleri bakar dediler, gittiler. Anneleri bakamadı, hiçbir yavru sağ kalamadı.

Kış soğuğunda bir kap mama, bir kap su onların hayatını kurtaracaktı oysaki. Kimse vermedi. Çöpleri karıştırdılar. Ne buldularsa onu yediler. Bir deri, bir kemik kaldı hepsi. Kimse görmedi. Çünkü kimse onları ‘’gerçekten’’ görmedi.

İstanbul’un Kurtköy cehennemi vardır. Çoğunuz bilmez. İnsanlar ‘’görmek istemedikleri’’ hayvanları oraya atarlar. Binden fazla köpek… soğukta… yalnız… sevgisiz… korkak… aç…. Susuz… Bunların çoğu da bizim petshoplardan ayıla bayıla aldığımız cins köpeklerdir. Petshopların hala var olması, hayvanların bir ‘’mal’’ olarak görülmesi de ayrı bir durum.

Hele kışın buzlanma olur. Arabalar duramaz. Maalesef bir hayvanın hayatı daha oracıkta son bulur. Yaşasa bile kim veterinere götürüyor ki? Göz gözü görmez kışın. Bir hayvanın göz yaşlarını kim görebilirdi ki?

Kuşlar… ‘’Hayat kısa, kuşlar uçuyor.’’ demiş şair. Peki kışın o soğukta, karda nasıl uçabilir ki? Evinin önüne koyacağın bir avuç arpa, buğday onların hayatını kurtaracaktı. Yapmadın.

Kışın her hayvan ağlar. Kimi soğuktan, kimi açlıktan; kimi yalnızlıktan, kimi ölmeden önce. Kaç hayvanı gömdük kış soğuğunda. Bazıları bebekti, donmuş hepsi. Annesi baç ucunda ağladı. Hayvanı insandan ayıran neydi? Ne farkları vardı da onlara yapmadığımız kaldı?

Neler yaptık bilseniz. Hepimiz yaptık. Aç bıraktık, dövdük, kulaklarını kestik, çarpıp kaçtık, taş attık, dövüştürdük, sattık, öldürdük hatta tecavüz bile ettik. Hiçbir şey yapmadık. Sesimiz dahi çıkmadı. İnsanlığımız yok olmuş, kış soğuğunda. Gerçi yazın da geri geldiği yok. O kış soğuğunda apartmanımıza sığınan hayvanları dışarı attık. Hatta bazılarımız yavruları ölsün diye çöpe attı. Arabamızın kaputuna sığınan hayvanları öldürdük. Oysaki her yere yazmıştık ‘’kaputa vur!’’ diye.

Kış soğuğunda çırılçıplak olduğunuzu düşünün. Çok üşüyorsunuz değil mi? İşte o hayvanlar öyle geziyor. Birde o hayvanlar açlıkla da can çekişiyor. Barınaklara alınıyorlar. Barınaklarda ne olduğunu bilmek ister misiniz? Buzlaşmış yüreğiniz bile kaldıramaz o barınaklarda hayvanlara neler olduğunu. Bir kerelik bile olsa bir hayvana mama ver, su ver. Sana yıllardır unuttuğun, kimseden görmediğin şeyi verecektir. Sevgiyi… Saf sevgiyi…

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Okur

Written by Simge Ayhan

doğayı koru!

Bir cevap yazın