in

Surtsey oteli

Bir garip ada surtsey,ben ona surtsey oteli diyorum.

Surtsey İzlanda’nın güney güney kıyıları yakınında bulunan volkanik bir adadır.Doğum tarihi 14 Kasım 1963 olan bu ada İzlanda’nın en genç adasıdır.

Yeni oluşan ada, hareketlenmenin yaşandığı süre boyunca yanardağ araştırmacıları tarafından ilgiyle izlendi. Yanardağın sönmesinin ardından ada, botanikçiler ile biyoloji araştırmacılarının yoğun ilgisiyle karşı karşıya kaldı. Bütünüyle çorak ve boş olan adada sıfırdan başlayarak yavaş yavaş oluşmaya başlayan doğal yaşamın gelişmesi, bilim adamlarınca izlendi.

Bir grup denizcinin farkettiği ada ilk oluşum zamanlarında üzerinde siyah dumanlar olduğundan denizler onu yanan bir gemi sanmışlar.

RESİM: https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/e/e6/Surtsey_eruption_2.jpg

Fakat yanlarına gittiklerinde patlamaya hazır volkan olduğunu anladılar.Daha önceleri İzlanda’lılar kükürt kokusu ve sarsıntı duyduklarını söylemişlerdi.

HAK İDDİALARI

Adanın ilk oluşum zamanlarında 3 Fransız gazeteci şaka ile karışık hak iddia ettikten sonra İzlanda harekete geçip adanın sahibi olduğunu duyurmuştur.

Ne tuhaftır ki doğa bize trol adalar da göndermiş.Mesela Sicilya yakınlarındaki Ferdinandea, üzerinde Fransa da dahil birçok devletin hak iddia ettiği bir başka ada olmuş. 1831 yılındaki bir hareketlenme sonucu yüzeye çıkan adanın kime ait olduğu konusunda 4’lü bir tartışma başlamış, ada üzerinde hak iddia eden İtalya, İspanya, Birleşik Krallık ve Fransa henüz bu konuda bir görüş birliğine varamadan, ada 1832 yılında yeniden sular altına gömülmüştür.

Surtsey otelinin doğumunun 16. günü https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/f/f6/Surtsey_eruption_1963.jpg/800px-Surtsey_eruption_1963.jpg

OTELİN İLK MİSAFİRLERİ
Ne gariptir insanoğlu, açgözlülüğü yüzünden bir toprak parçası için savaşmaya katletmeye hazır nükleer bomba gibidir.
Ama bu otelin masum misafirleri de var.
Biyoloji ve doğa araştırmaları için oldukça elverişli bir ortam olan Surtsey, pek çok bilim adamının ilgisini çekti. Volkanik hareketlilik sürmekteyken 1965 yılında doğal koruma alanı ilan edildi. Dışarıdan gelen kurucu ögeler ile doğal yaşamın başlaması gözlemlenerek kayıt altına alındı. Bugün sadece birkaç bilim adamının Surtsey’e girme izni vardır. Başka kişiler için adayı yakından görmenin tek yolu bir hava taşıdı kullanmaktır. Elli yıl içinde adayı ziyaret izni alanların sayısı yüz cıvarındadır.
Surtsey’de ilk yaşam belirtileri 1965 yılının başlarında yosun ve likenlerin görülmesi ile başlamıştır. Bugün bu yosun ve likenler adanın büyük bir bölümünü kaplamış durumdadır. Adanın oluşmasını izleyen 20 yıl içinde yirmi bitki türü saptanmış, ancak bunların sadece onu adanın verimi düşük, kumlu toprağında kalıcı olabilmiştir.
Adayı yavaş yavaş kuşların yuva edinmeye başlamasıyla toprak koşullarında iyileşme gözlenmiş ve daha gelişmiş bitki türleri adada yaşamaya başlamıştır. 1998 yılında adada dört metreye kadar büyüyebilen çay yapraklı söğüt (Salix phylicifolia) adlı ilk çalı türü bitki bulunmuştur. Toplamda Surtsey üzerinde bulunan bitki türlerinin sayısı altmışı bulmuş, bunlardan yaklaşık otuzu adanın ekosisteminde kalıcı olabilmiştir. Adaya her yıl ortalama 2-5 yeni tür giriş yapmaktadır.

Uçan kanatlar
Adaya kuşların gelişi, bitki örtüsünün var oluşuyla alakalıdır ve bitki örtüsünün daha da genişlemesine olanak sağlamıştır. Kuşlar bitkileri yuvalarını hazırlamada kullandıkları gibi tohumların da taşınmasına yardımcı olmuş, dışkıları adanın verimsiz toprağına gübre olmuştur. Kuşların adaya ilk uğrayışları, oluşumundan üç yıl sonra görülmüştür. İlk gelen kuşlar, fulmar ve dalıcı martılar olmuştur. Bugün ise ada üzerinde tam sekiz tür kalıcı olarak bulunmaktadır.
Diğer deniz canlıları
Adanın oluşumunun hemen sonrasında bölgede foklar görüldü. Volkanik hareketliliğin tümüyle durduğu zamanlardan sonra çevrede görülen foklar adanın kıyılarında, özellikle de kuzeydeki kum tepeciğinin yakınlarında güneşlenmeye başladılar.1983 yılında ilk kez fokların adada yavruladığı gözlemlendi.[7] 70 bireyden oluşan bir fok balığı grubu, adayı yavrulama noktaları hâline getirmişti. Gri foklar bayağı foklardan sayıca daha fazla olmasına karşın bugün her iki türü de adaekosistemine kalıcı olarak yerleşmişlerdir. Adadaki fokların varlığı, genelde Vestmannaeyjar takımadaları dolaylarında görülen katil balinaların ilgisini çekmektedir. Bu nedenle son yıllarda adanın çevresinde bu balinalara sık sık rastlanmaktadır.
Ada çevresindeki denizaltı yaşamında da birçok deniz bitkisi bulunmuştur. Denizkestanesi, denizminaresi ve denizyıldızı en çok görülen canlılardır. Birçok kayaç, algler ile kaplıdır ve yosunlar volkanın deniz yüzeyinden deniz tabanına kadar olan eğimli bölümlerini sarmıştır. Yosunların en yoğun yetiştiği bölümler, denizin 10-20 metre derinliğindeki yerleridir
Böcekler, Surtsey’e oluşmasının hemen ardından varmışlardır. Adada ilk böcek 1964 yılında bulunmuştur. Adaya ilk uğrayan türler, rüzgârın sürüklediği ya da bilinçli olarak buraya gelen uçan böcekler olmuştur. Adaya Avrupa ana karasından da böceklerin geldiği sanılmaktadır. Yürüyen böcekler de adaya deniz yoluyla yüzerek gelen tahta parçalarıyla ulaşmıştır. 1974 yılında ada kıyılarına, adadaki araştırmacıların inceleme amacıyla yarısını aldığı büyük bir ot öbeği vurmuştur. Yapılan incelemeler sonucunda bu yığın içinde çoğunluğu kene ve yaykuyruklular olan toplam 663 kara omurgasızı bulunmuş, geri kalan bölümde bulunan canlıların birçoğu adada tutunabilmiştir.

Surtsey’de böcek yaşamının yerleşmesiyle kuşların başlıca besin kaynaklarından biri oluşturmuştur. Ölen kuşların bedenlerietçil böcekler için besin kaynağı olurken, toprak için de gübre olmuş ve bitki örtüsünün gelişimine katkıda bulunarak otçulböceklerin de dengeli biçimde çoğalmasına elverişli ortam sağlamıştır.
Ada topraklarında artık daha gelişmiş canlı oluşumlarına rastlanmaktadır. Adadaki ilk solucan, 1993 yılında incelenmek üzere alınmış bir toprak örneği içinde tesadüfen bulunmuştur. Heimaey Adası’ndan gelen bir kuşun gagasından düştüğü sanılansolucanın yanı sıra adada 1998 yılında İzlanda’daki türlerle benzerlik gösteren bir de sümüklü böcek görülmüştür. Bunlarla birlikte adada yerleşmiş olan birçok örümcek ve kın kanatlı türü vardır.

Evet güzel surtsey,ateşin küllerinden doğan bir cennet.Doğanın ölmüş çocuğunun ruhu birçok canlıyı merhametiyle kucaklamış.Bu ada çok ilgimi çekti.İlk okuduğumda çok şaşırmıştım.Küllerden doğan yaşam gerçekten büyüleyici.

PATLAMADAN BİR KARE http://www.vulkaner.no/v/vulkinfo/ordbok/effusiv.html

AŞAMA AŞAMA DOĞUŞU
http://www.vulkaner.no/v/volcan/surtsey_e.html

MİSAFİRLER
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%87ay_yaprakl%C4%B1_s%C3%B6%C4%9F%C3%BCt

https://tr.wikipedia.org/wiki/Fulmar

https://tr.wikipedia.org/wiki/Dal%C4%B1c%C4%B1mart%C4%B1giller

https://tr.wikipedia.org/wiki/Baya%C4%9F%C4%B1_deniz_papa%C4%9Fan%C4%B1

https://tr.wikipedia.org/wiki/Omurgas%C4%B1zlar

KAYNAKÇA

https://tr.wikipedia.org/wiki/Surtsey

What do you think?

1 Beğeni
Upvote Downvote
Kahverengi Yazar

Written by Yakup Udül

Keyifli okumalar..

Bir cevap yazın