in

Tahir Olamamak

Bir yerlerde ölüyoruz; bilmeden, anlamadan, hissetmeden… İyi ne varsa kaybediyoruz içimizde, hırslarımız uğruna girdiğimiz savaşlarda ve kazanmak istediğimiz paralar uğrunda. En mutlu olduğum anda bile bir kalem arıyor gözüm ve bir de kağıt yazmak için; bana değil de yüreğime sarılan dostlarımı hayal etmek, bana dokunmak yerine gözlerimde kaybolan sevgiliyi bulmak için.tumblr mcs52thKoI1rb6gswo1 500

Ne istiyorum biliyor musunuz: aşık olmak. Birine deliler gibi güvenmek, yağmurlar altında ıslanmak, birlikte uzaklara koşmak… Eski bir romanın kumarbazı, Fatih’in gramofon çalan adamı, yoldan çıkan bir çocuk olmak isterdim. İtiraf et, en çok istediğin şey bu aslında, kendi kitabını yazmak… Nerede peki o insanlar; onurlu, gururlu, özgür insanlar… Biz değildik, başkaları değildi, neredeydi o güzel adamlar? ‘Eskiden, halı tezgahında dokunurdu aşklar; nakış nakış, körpe kız ellerinde. Mendillere yazılırdı isimler; yüreklere kazılırdı gizlice. Sevdalılar asil ve de yürekli; sevdalar, kavgalar iki kişilik.’ demiş şair. Gerçekten öylemi, herkes eskide mi kaldı; hepsi unutuldu mu?

Ben ne Tahir olabildim ne de Zühre’yi bulabildim. Ne bir şeyi isteyebildim iliklerime kadar, ne de alabildim son damlasına kadar. Ama vazgeçmem; ne okumaktan, ne de hayal etmekten son rüyamda olsa bile. Belki bir gün her şey güzel olur; belki bir gün insanlığımızı buluruz. Zamanların en kötüsünde, belki de iki şehrin birinde buluruz birbirimizi.

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Okur

Written by Mert Erdinç

Bir cevap yazın