in

Tek Nefeslik Bir Yazı

Oğuz Atay’ı çok severim. Sabahattin Ali ile çok olmadı tanışmam, John Green ile aram iyidir, Dostoyevski çok sever beni fakat hepsi çok sıktı. Sıktıysa okuma kardeşim diyen kolektif pratik zekaları duyar gibiyim. Okumaktan değil be usta, onların hayatlarında ki monotonluktan sıkıldım ben..

İçinde Humma geçen kitaplardan, insanları umutsuzluğa sevk eden kitaplardan, merdivenden inmelere doyulmayan kitaplardan sıkıldım. Biraz umut istiyorum efendim.

Filmler dersen filmlerde öyle hep bir umutsuzluk, hep bir karmaşa, hep bir kavuşamayış, hep bir zorluk.

Yeter  ulan!

Bu kitapları biz yazmıyor muyuz? Bu  filmleri biz çekmiyor muyuz? Bari oralarda mutlu olalım.Biz mutlu olmayı bilmiyoruz..

Eğer bir gün bir kitap yazarsam ya da bir gün bir film, bir  dizi çekersem içinde hiç entrika olmayacak!

Herkes mutlu olacak, hayat çok sıradan devam edecek, gerçek hayattan bir parça uzaklaşabilirim belki  ama şunların sözünü verebilirim ;

– İçinde bol bol seyahat olacak
– İnsanlar bir birini sevmekten daha doğrusu sevdiğini söylemekten çekinmeyecek
– Sevgililer kavuşacakken son anda bir şey çıkmayacak
– Silahlar patlamayacak
– Hastaneler, hastalıklar olmayacak
– Takım elbiseden eser bulunmayacak
– Zengin kız fakir oğlan hikayeleri olmayacak
– Gudubet yengeler, teyzeler, kuzenler v.s olmayacak

Her şey güllük gülistanlık olacak ve bence olmalı..
Neden olmuyor ki?

Arkadaşlar mutluluk bize haram değil, bizler kendimizi hep acılar ile yoğurduk dolayısıyla hayallerimize de etki etti..

Evet gerek dünyanın düzeni, gerek bulunduğumuz coğrafya, doların TL karşısında kazandığı değer, Trabzon sporun ligdeki son durumu, ve Fatih Terim’in gereksiz yere çok para kazanması asabımızı biraz bozdu.  Fakat bunlar da mutlu olmamıza engel değil sevgili arkadaşlar. Arkadaşlarım… Lan arkadaşlar… Bir kendinize gelin ya.

Yine işin içinden çıkamadığım, John Green, Trabzon spor, Fatih Terim ve Oğuz Atay’ı içinde bulundurduğum bir yazımın daha sonuna geldim. Sözün özü arkadaşlar içim keşkek gibi mutlu olmak istiyorum ve çevremde ki insanlarda mutlu olsun istiyorum. Bir dakika ya  yazımın sonuna falan gelmedim mutlu olacaksak onu da en güzel biz yaparız yani yapamıyorsak bile hayalini kurarız.

Düşünsenize ; Çok mutlusunuz ( düşünemiyoruz falan demeyin bir düşün be deneyin hiç olmazsa )

Acaba birazdan ne olacak da mutluluğum bozulacak diye korkmuyorsunuz, hoşgörüleriniz tavan yapmış, pazartesi gününü seviyorsunuz, insanlara gülümsüyorsunuz, %1 olan şarjınızı önemsemiyor onun için sarj priz koalisyonuna müracaat etmiyorsunuz, minibüste 100 lira verip bir Kartal al dediğinde acaba param geri döner mi diye düşünmüyorsunuz,  faturalardan TRT vergisi kesilmiyor, ana haber bültenini açtığınızda şehit haberleri ile kötü olmuyorsunuz. Suriye’de çocuklar ölmüyor. İnsanlar savaşlar nedeniyle bulundukları yeri terk etmek zorunda kalmıyor. Suriye’li çocuklar metrobüslerde mendil satmıyor, ve Galatasaray Saraçoğlu’nda Feneri yeniyor..

Düşünemediniz değil mi ? Olsun.

Hadi hep beraber Cem karaca dinleyelim.

Ben artık yazmıyorum, yani şimdilik sonlandırıyorum yoksa sayfalar yetmeyecek gideyim de uyumaya gayret edeyim. Sen de kendine iyi bak sevgili okur.

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Okur

Written by Yiğit Kerem Kartal

nevi şahsına pek münasır olamayan, kendi halinde, sandırıcı bir bey

Bir cevap yazın

Bir Yorum