in

Yakarış

Sen gülümseyene kadar

karanlık dünya sanki.

Sanki seninle var oldu her şey.

Seninle uçmayı öğrendi kuşlar.

Çocuklar seninle doğdu.

Gel hadi.

 

Bir gelincik tarlasını seyredebiliriz seninle

hiç konuşmadan.

Sadece göğe bakarak sevişebiliriz.

Öpüşerek durdururuz savaşları.

Korkma.

Gel.

 

Bir çocuğun ilk adımında elinden tutarmış gibi

tut elimden.

Gözlerime bak.

Ruhuma.

Gör orada

karanlığı aşabiliriz birlikte.

Gel.

 

Yıldızlara bakarak farklı evrenler buluruz.

Göz göze okyanuslarda yüzeriz seninle.

Nefesini dinlesem

başka melodi duymayacağım bir daha.

Gel.

 

Kurak topraklara yağmur gelecek

sen geldiğinde.

Güneşe hasret çiçekler

kavuşacak güneşlerine.

Bak.

Buluttan ev yaptım.

Gel gir içine.

 

Geldiğinde

ağustos böcekleri ötmeye başlayacak.

Güvercinler havalanacak özgürlüğe.

En güzel çiçekleri açtıracağım

göğsümde.

Gel.

 

Senden önce

olur olmadık şeylerde düşer

olur olmadık yerlere çarpar

olmadık yerlerden yaralardım kendimi.

Seninle dengimi

dengemi buldum.

Gel.

 

Bak bu saatler

insanın sıcak bir gülüşe

en çok ihtiyaç duyduğu saatler.

Ben her daim hasretim gülüşüne.

Daha fazla bekletme.

Gel.

 

Göğsüne uzanıp uyusam

hiç yorulmayacağım bir daha.

Kokunu içime çeksem

bahar gelecek.

Sarılsak bitecek bu zulüm.

Gel.

 

Bir deniz yıldızısın

sonsuz okyanusta.

Değerli.

Ulaşılmaz.

Halbuki ben

denizimde yaşatabilirim seni.

Gel.

 

Gülen gözlerle bak gözlerime.

Dudaklarına hafif bir gülümseme kondur.

O gülümsemenden öpeyim seni.

Her şeye ilaç bu

biliyorsun.

Gel.

 

Tüm sancılar dinecek geldiğinde.

Gözlerine baktığımda

acı kelimesi yitirecek

tüm anlamlarını.

Aşk her şeyin başı

biliyorsun.

Gel.

 

En mutlu anlarım

önemsiz senden sonra.

Hepsi bir anı sadece.

Silik.

Uzak.

An sensin anladım.

Gel.

 

Sonsuz bir bahçe büyüttüm göğsümde.

Yasla başını.

Kuşlar ötüyor orada.

Her bir cıvıltı sana yapılmış bir beste.

Gel.

Dinle.

 

Bir okyanusun

deniz yıldızını sardığı gibi

saracağım seni söz.

Bir ağacın

kuşuna yuva olması gibi.

Bu fırtınalar da bitecek

biliyorsun.

Gel.

 

Bir bağbozumu akşamı gel.

Tüm güzellikleri gözlerine topla.

Aşkla bak bana.

Barışla.

Huzuru büyütürüz göz bebeklerimizde.

Yeter ki gel bana.

 

Bir akşamüzeri gel.

Günbatımı yolumuzu gözlesin.

Şarabını yüreğimden vereceğim.

Bak

sonsuz bir kırmızı kaplıyor göğsümü.

Gel.

 

Bir şey anlatırken mesela

en beklemediğim anda tut elimi.

Bırak bakakalayım ellerimize.

Avuç içini öpeyim

usulca gülümseyerek.

Gel.

 

Bir küçük bakış at bana

bir şey okurken.

Okuduğun yere işaret koy

beni düşünerek.

Sana yüzlerce cümle biriktirdim

kulağına fısıldamak için.

Gel.

 

Bir deniz kenarında yürürken

dalgalarla gel bana.

Bırak ay vursun gözyaşlarıma.

Mutluluktan ağlamak aşka kapı

biliyorsun.

Gel.

 

Bak yorulmadım hiçbir şeyden.

Aynı pencereden bakıyorum yoluna.

Aynı balkonda gözlüyorum seni.

Gel.

 

Bir kez daha sarıl bana.

Parmak uçlarınla dokun saçlarıma.

Bırak dolansın ellerin

ellerim.

Teninin her santimini seveceğim.

Gel.

 

Her sabah

öperek uyandıracağım seni.

Yaralarına merhem olacağım.

İki kişi dünyayı karşısına alabilir.

İki kişi dünyayı yenebilir.

Gel.

What do you think?

1 Beğeni
Upvote Downvote
Sarı Yazar

Written by Ezgi Esra Durğut

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. Hayatta yazmaktan başka çıkış bulamayanlardan, kelimelerle sığınak yapanlardan. Herkes kadar yalnız, herkes kadar kalabalık bir kaç cümleden ibaret.

Bir cevap yazın