in

Yapboz parçası

Hepimiz aslında yapbozun parçasıyız. Bu dünyadaki yerimiz, bir şeylere aitlik hissi, tüm bunlar bizim bir oyunun parçası yapıyor. Bize ait neler var? İçecek sularımız, kalacak yerlerimiz, hep birilerine ait. Ortak yaşam alanlarımız yok. Meyvesini yiyeceğimiz,ağaçlar yok. Fabrikalar,santraller hep tahribat…

Elitler tarafından yönetiliyoruz. Dünya onların, para ise bizim. Bizi nasıl kandıracaklarını bulmuşlar. Para ile… Onlar için kağıt parçası olan bizim için neden bu kadar önemli? Neden gözümüze kadar soktukları kıyafetleri giyiyoruz? Neden katlettikleri hayvanları yiyiyoruz, giyiyoruz? Neden olmak istediğimiz yerde değiliz de oturmuş bu ekrana bakıyoruz?

Dünya keşfedilmeyi bekliyor biz ise, onu kitaplardan keşfediyoruz.

Sürekli koşuşturmaca, bir şeyleri yakalama arzusu. Arzula hisset çabala elde et tekrar et.

Binlerce yıl önce yiyecek için hayvanları kovaladık durmadan. Yarı çıplak halimiz ile koşarken geyiğe yaptığımız mızrak darbesiyle, müthiş haz eşliğinde tatmin duygusunu tattığımız zamanki halimiz ile gömlek ve kıravat içerisinde iş peşinde koşmamız arasında pek fark yok.

Kendi benliğimiz içerisinde korktuğumuz zaman demokrasiyi es geçip, bir alt seviye şarlatanı olan sisteme boyun eğip göbekli kabasaba sanattan anlamayan liderler seçtik. Ve bizlere insan olduğumuz zamanları unutturan savaşları yaratmalarına neden olduk. Zincir misali aramızdaki bu bağ, bizleri aynı problemin baş karakteri yapıyor.

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Kahverengi Yazar

Written by Yakup Udül

Keyifli okumalar..

Bir cevap yazın