in

Benim Hüzünlü Orospularım – Kitap İncelemesi

Türkçe çevirisindeki isimlendirilişinden (Kitabın aslı da böyledir fakat kültürlerin aynı anlama gelebilecek kelimelere verdikleri tepkiler farklılaşır.) dolayı biraz bahtsız olarak raflarda yerini alsa da #Gabriagarcíamárquez ‘in daha önceki kitaplarını okumuş olanlar yazarın 76 yaşında yazdığı bu kitabı büyük bir heyecanla beklediler.
Bilmem nedendir yazarlığa genç başlamış yazarlardan ustalık dönemi eseri bekler gibi yaşlandıklarında da benzer kalitede ve edebi zevkte eserler bekler insanlar.
Yaşlılık konusunda Jung’a katılıyor olsam da -“Yaşamın öğleden sonrası, en az sabah kadar anlamla doludur; sadece onun anlamı ve amacı farklıdır… ” – burada geçen “farklıdır” kısmını hep unuttuğumuzu görüyorum. Özellikle de edebiyatta.
Bundan bahsetmemin sebebi Gabria García Márquez’in de bundan nasibini almış yazarlardan biri olması.Benim Hüzünlü Orospularım kitabı çıktığında Márquez 76 yaşındaydı ve bir kitap yazma hazırlığı içinde bulunduğunu öğrenenler yeni bir Yüzyıllık Yalnızlık beklediler Kolera Günlerinde Aşk kitabını okuyanlarsa destansı bir aşk.. Fakat ben, Márquez’in ve diğer tüm yazarların eserlerinin o eser bağlamında değerlendirilmesi gerektiğini düşünenlerdenim.En azından şimdilik.Ve Kolera Günlerinde Aşk kitabında zor zamanlarda büyük manevi bir sevgiyi işleyen yazar bu eserinde 90 yaşına değin aşkı hiç tatmamış, para karşılığı cinsel ilişkilerde bulunmuş bir gazetecinin kendisine doğum günü armağanı olarak bir bakire istemesi ve akabinde bir genç kızın ki ismini de kendisi koymuştur “Delgadina” [1] ya karşı hiçbir cinsel eğilim göstermeyip kendi deyimiyle aşkı tatmasını anlatmıştır.Delgadina eserde tek kelime etmez ama Márquez’in de bu noktada ikileme düştüğü görülür.Kimi noktalarda kızın gülümsediğini söylerken çoğu zaman Delgadina tek kelime dahi etmez.. “Katedralin saati yediyi vurduğunda gökyüzünde pembe renkli, berrak, tek bir yıldız vardı; geminin biri kederli bir veda çığlığı attı; yaşanabilecekken yaşanmamış tüm aşkların sıkıntısını bir Gordion düğümü gibi hissettim gırtlağımda.” [1]Delgadina’nın öyküsünü anlatan bu İspanyol romansında kral, öz kızı Delgadina’ya aşık olur, ama kız onu reddeder. Kral onu kapatır ve kızını ölüme sürükler.
#book

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Kırmızı Yazar

Written by Cansu Aydın

Eski hukuk öğrencisi.
Şimdilerde ODTÜ / Phil

Bir cevap yazın