in

Bruma satıldı!

 

Ne maçtı öyle! Bruma sol kanat, sağ kanat ve ofansif orta sahadan gelerek kaç kişiyi çalımladı bilinmez. Müthiş goller attı, hat trick yaptı, asist yaptı, penaltı kazandı, frikikten avladı. Böyle cümleler kurmayı ve duymayı kim istemez. Galatasaraylı herkes ister ama bugünler gelir mi bilinmez.

Dünya derbisi diye yıllardır kendimizi kandırdığımız derbimiz geride kaldı. Özlem bir sene daha arttı. Hak eden kazandı. Maçın adamı: ”Fernandao gibi adam varken bu adam nasıl oynar yahu? Futbol hayatı bitmiş artık.” dediğim ve hayret ettiğim Van Persie’ydi. (Burdan Fenerbahçelilere seslenmek istiyorum: Van Persie bu performansıyla en az 1 sezon daha takımda kalmayı garantilemesin. Bu adam size yaramaz. Giden paralara yazık. Bu maçla gözünüzü boyamasın. Aklınıza başka bir şey gelmesin lütfen.) Galatasaray adına en iyi performans -hatta tek iyi performans- Bruma’nındı. Muslera’nın çaresizliği, Sabri’nin kapasitesi, Serdar Aziz’ın acemiliği, Hakan’ın duruş hataları, Carole’nin perişan olması, Tolga’nın balon şutları, De Jong’un isteksizliği, Sinan’ın amatörlüğü, Sneijder’in bitmişliği, Eren’in hapsolmuşluğu nedeniyle maçın kazananı Kadıköy’de değişmedi. Bruma tek başına depar attı, iki kişi tutmasına rağmen çalıma kalktı, çok uzaktan şut denedi, faul almaya çalıştı, orta sahaya kadar gelerek top dağıtmaya çalıştı. Daha ne yapsın ki? Bir tane gol atsaydı en azından kendi kariyeri açısından önemli olurdu. Taktik olarak da Riekerink Bruma üzerinden golü aradı. Doğruydu da aslında. Neticede en formda oyuncuydu ama olmadı. Ya Cüneyt Çakır’ın en ufak bir şeye sarı kart vermesi? Neyse ona girmeyeceğim.

Fenerbahçe maça iyi başladı. İlk 15 dakika yoğun pres yaptı maçı erken bitirmek için. Bu çabalar sonuç vermedi. Galatasaray topu ayağında tuttu. Yine alıştığımız ve bıktığımız defans oyuncuları arasında paslar devam etti. Defansta Carole son günlerde biraz havalanmıştı ve aşırı özgüvenliydi. Bu durumu maçı kaybettirdi desek yeridir. Özellikle ilk yarıda onu perişan ettiler. Sık sık adam kaçırdı, geriye dönemedi ve önünü kapatmadığı orta sonucunda da gol geldi. Golde Hakan yanlış yerde duruyordu. Muslera ise çaresizdi. 2. yarıda da bireysel bir hata sonucu belirledi. Şimdi burdan Riekerink’e soruyorum: Serdar Aziz ilk resmi maçına derbide mi çıkar? Bu sezonki hemen hemen tüm maçlarda da ve bu maçta da etkisiz bile olsa şutlarıyla gol umudu olan Sneijder oyundan çıkarılır mı? Balon şutlara sahip Tolga’ya şut çektirilir mi? Cavanda yerine her ne kadar performansı aşırı kötü de olsa frikiklerin umudu Selçuk oyuna girmez mi? Peki Dursun Özbek böyle sucuk yemeyi nereden öğrendi? Neyse karnım acıktı herhalde.

Velhasıl Galatasaray her şeyiyle ve herkesle yine sınıfta kaldı. Bu sezon Galatasaray için bitmiştir. Şampiyon ya Başakşehir ya Beşiktaş olur. Beşiktaş’ı bu yolda daha önde görüyorum. Fenerbahçe’nin bu 2 takıma diş geçirebileceğini zannetmiyorum. Derbiyle ilgili ise şunu da belirtmeden geçemeyeceğim: Kaleci ve defans oyuncuları terlemedi bile. Volkan yere yatmadı, üstü kirlenmedi ve kaleye çay söyleyip içse yeriydi. Böyle bir zihniyet olamaz. Galatasaray gibi Türkiye’nin en büyük takımının bu kadar etkisiz olması kabul edilemez. Taraftara da sormak istiyorum. Daha geçen gün ”Riekerink Bey” değil miydi bu adam? Ne çabuk ”Riekerink Bye” oldu? İstediğiniz kadar eleştirebilirsiniz. Hocayı göndermek çare değil. Anlayın artık. Zihniyet değişmeli. Takım oyununa uygun oyuncular alınmalı. Ruhsuz, mücadele etmeyen, 30 yaş üstü oyuncular artık gözden çıkarılmalı, alınmamalı. Emin olun Bruma yaşında 11 oyuncu sahada olsa bu kadar kötü mücadele etmezlerdi.

Ne diyor şair: ”Artık demir almak günü gelmişse zamandan, / Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.” Bu sözlerle bağlantılı ağzımdaki baklayı çıkarıyorum ve diyorum ki Bruma dün gece satıldı. Aslında bu sezon ki performansıyla satıldı. Satılması da lazım. Adama yazık. Kariyerine yazık. Ne diyorlar hani: ”Sen daha iyilerine layıksın.” Bruma için aşırı geçerli bu söz. Umarım sezon sonu beklenmeden devre arası iyi bir takıma satılır. Bir gün manşetlerde de yankılanır o söz: ”Bruma satıldı!” Hakettiği yerde, hak ettiği formalarla, hak ettiği gollerle, hakettiği kupalarla izleriz onu. Övünürüz. Bir yıldız kaydı, dilek tutarız. Yolun açık olsun Kara Çocuk. ”Herkese selam, sana hasret.”

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Turuncu Yazar

Written by Anıl BÜTÜNER

...ama yine de...

Bir cevap yazın

Bir Yorum