in

Esnaflığa bir bakış: İstanbul’da esnaf olmak

Herkese merhabalar, bu haftaki içeriğimiz, esnaflık hakkında küçük ama dolu dolu bir röportaj. Evet yanlış duymadınız, bu hafta esnaflık hakkında bir röportaj yaptım ama hiç de zannedildiği gibi değil, tersine üniversite okuyan ve benimle de yasitolan bir arkadaşımızla esnaflık üzerine tatlı bir sohbet yaptık. Arkadaşımız babasının ve hemen yanında amcasının olan kitap ve çantacı dükkanlarına bakıyor, satış yapıyor. Esnafla arası da gayet iyi, güleç yüzüyle müşterilerinin nabzına göre şerbet vermeyi biliyor. Bu yazımızda biraz ondan ve genç bbirey ve öğrenci olarak esnaflık yapmanın nasıl olduğunu konuşacağız.

Yazıya geçmeden önce buradan sevgili Eren KÜÇÜKKURAL’ a bu röportajda sorularımı yanıtladığı için teşekkürlerimi iletiyorum. Hazırsanız başlayalım.

Bize biraz kendini tanıtır mısın Eren?

merhaba, benim adım Eren KÜÇÜKKURAL, İstanbul üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesinde Sivil Havacılık ve Ulaştırma bölümü okuyorum. Açıkçası kendimi nasıl tanıtsam bilemedim ama (burada gülüyor) kısaca şöyle söyleyeyim; ben müzik dinlemeyi seven ama şarkı söyleyemeyen -sesinin şarkıya görmediğinden bahsetti-, arkadaşlar arasında takılmayı seven,haftada iki kez mutlaka halı saha maçına giden biriyim. Herkes benim komik ve eğlendirmeyi seven birisi olduğumu söyler, haklılar da, ama gün sonunda eve döndüğümde tıpkı bir palyaço gibi yalnızlığımla baş başa kaldığım da bir gerçek. Aynanın bir tarafından bakınca enerjik ve mutlu tarafım var,ama diğer yanda ise depresif bir ruh hali içindeyim. Aslında herinsan biyled, sadece dışarı yansıtmak açısından farklıdırlar.

Yapmakta olduğun işten memnun musun peki?

Hayır (buradaki ani cevap sizi şaşırtmasın çünkü cidden kahkaha arasında söyledi bunu ve amcasının da deyişiyle Eren, “elinden telefon düşmeyen gençlik” şeklinde her zamanki gülümseten yaftalamaya maruz kaldı 😁) çünkü her ne kadar öğrenci de olsam dükkâna bakmak da biraz yorucu olabiliyor ama yine de bu işi seviyorum, esnaftan da baya tanıdığım var iyi anlaşıyoruz, ben fazla hareketli bir insan olduğum için burada devamlı oturmak sıkıcı geliyor sadece. Onun dışında pek de sorun yok yani.

Sence İstanbul gibi bir metropolde, İstanbul üniversitesinin bulunduğu semtte esnaflık yapmak nasıl bir duygu? Biraz bundan bahseder misin?

Tabi, aslında eğlenceli geçiyor burada zaman haksızlık yapmış olmayayım şimdi. Çünkü gelenler çoğunlukla benim yaşıtlarımda oluyor ve konuşuyoruz anlaşıyoruz zaten, sıkılmak için hiç bir bahanem yok yani. Kafa dengi insanlarla olduğunuz her ortam zevkli ve güzel oluyor.

üniversite okuduğunu söyledin, bu senin açından bir sorun yaratıyor mu, yani okulla işi bir arada götürmek zor olmuyor mu?

Ya yorgunluk duymuyorum açıkçası çünkü dediğim gibi açık olarak okuyorum sınavlarım olduğu zaman sadece dükkanda olmuyorum, onun dışında zaten dükkânın siparişlerini almaya ben gidiyorum yani sürekli hareket halinde olduğum için ve bunu da sevdiğim için herhangi bir sıkıntı olmuyor.

Diğer esnaflarla atan nasıl peki, sence bir esnafta ne olmalı ne olmamalı?

Kesinlikle iyi anlaştığımızı söyleyebilirim. Hemen karşımızda (eliyle gösteriyor) bir dürümcü var, en iyi anlaştığım da o zaten, ( gülüyoruz buna baya)  en çok ona gidiyorum konuşuyoruz filan iyi oluyor canım sıkılınca. Hmm, bir esnafta ne olmalı ve olmamalı… Bence kesinlikle güler yüzlü olması ve neşeli olması şart bir kere. Müşteri kapıdan girdiği zaman onu ayakta karşılaması, ne istediğini güzelce sorup öğrenmesi lazım. En çok ta müşteriye kötü muamele eden, ilgisiz davranan, önemsemeyen esnaf olmamalı bence. Bir giriyorsun selam yok sabah yok,iki çift laf ile etmiyor adam. E bu da müşterinin canını sıkar yani, ben olsam ben de sıkılırım. O yüzden kesinlikle ilgili davranmak gerekir müşteriye.

anladım, gayet güzel gidiyoruz, peki biraz da kişisel sorular soralım. İlgilendiğin başka hobi ya da ilgi alanı var mı Eren?

Olmaz olur tabi ki de var. Birincisi kesinlikle gezmek. (Burada ortak bir ilgi alanımız olduğunu söylüyorum ben , gezmek en sevdiğim şey olunca haliyle) Gezmeyi çok seviyorum. Zaten yerinde duramayan bir insanım ve yalnız başına da gezemem açıkçası. Yanında birileri olacak illaki. Ondan sonra, basketbol oynamak, tabiki müzik dinlemek de hobilerim arasında. Bir de F-1 izlemeyi çok seviyorum. Onun heyecanı, tutkusu çok ayrı bir şey.

Son olarak sevgili Eren, buradan dünyaya bir mesaj verecek olsaydın ne söylerdin?

Buradan tüm dünyaya, birbirimzi hep sevmemiz gerektiğini söylemek istiyorum ilk başta. Doğayı korumamız gerektiğini de. Çünkü biz doğaya muhtacız. Onsuz hiçbir şey olmaz, yaşamımız doğaya bağlı ancak. Ayrıca ırkçılık gibi saçma bir şeyi yapmayalım birbirimize… Ne gerek var ki, zaten şunun şurasında en fazla 60 70 yıl yaşıyoruz, birbirimizde en azından kötü izlenimler bırakmayalım. Çevreyi koruduktan, birbirimize iyi davrandıktan sonra ben her şeyin iyi olacağına inanıyorum.

Sorularımı vakit ayırıp cevapladığın için çok teşekkür ediyorum sevgili Eren. Umarım hayat hepimize, sana, dünyaya en güzel şekilde karşılıklarını verir. 

What do you think?

1 Beğeni
Upvote Downvote
Sarı Yazar

Written by Raziye Sayaslan

Bir cevap yazın