in

Kıbrıs Zirvesi hakkında mülahaza

Kıbrıs… Tarihi hakkında istediğiniz kadar bilgiyi internet üzerinden araştırarak bulabilirsiniz. Bu yazıyı yazmaktaki amacım tarih dersi vermekten ziyade, bir kaç turdur devam eden görüşmelerde neleri kaybedip kazandığımız hakkındaki şahsi mülahazamı aktarmak.

Herkesin takip edebileceği gibi toz pembe barış hayalleri ile Kıbrıs sorunu yıllardır uzatılarak çözümsüz bir hal almaya devam ediyor. Zirvenin en dikkat çekici konuları ise garantörlük ve toprak paylaşımı. Bu iki başlığı açıklamak ve yorumlamak gerekirse :

Toprak paylaşımı veya yumuşatılmış adı ile Mülkiyet,Yönetim ve Güç paylaşımı. Eminim bu isim hepimizin içine su serpmiştir. Daha yumuşak ve daha az gurur kırıcı olması için özenle seçmiş olsalar gerek. Bu konu hakkındaki olası ve oluşmuş tüm olaylar muğlak ve biçimsiz olduğu için sadece başlığa değinip bırakmak ve gereksiz provokasyon yapmaktan kaçınmayı tercih ediyorum.

Garantörlüğün bitmesi ve Türk askerinin adayı terk etmesi görüşmelerin diğer gündem maddesiydi. Esasen ellerinden gelse askerlerimizi Orta Asya’ya kadar sürmek istediklerini zaten bildiğim için hiç şaşırmadım ama önemli nokta askerin çekilmesinden ziyade garantörlüğün bitmesi değil mi sizce de? Tamam tutamayacağım kendimi biraz tarihe dönüp bakmakta sakınca görmüyorum. Evet tazeleyin hafızalarınızı. Evet, hatırlıyorsunuz. Lise tarih dersi… Buldunuz… Kırım değil mi ? hani Rusların 3 adımda yuttuğu Türk yurdumuz. Büyük düşmanı yen, işgal etmek istediğin bölgedeki hak iddialarından vazgeçir, bağımsız küçük bölgeyi yut. Evet şimdi de ağzını açmış başka düşmanlarımız canımızdan bir parçayı koparmak için uğraşıyor.

Tamam tamam şimdi bizim taleplerimize gelelim.Garantörlük devam etsin ve KKTC’de ki vatandaşlar AB standartlarına sahip olsun. Taleplerden benim anladığım şudur ki onlar bizi bir kaşık suda boğmak istiyorlar biz ise onlara zeytin dalı uzatıyoruz.

Biliyorum bazıları çok yanlı yazdığımı düşünebilir ama adı üzerinde bu şahsi bir mülahaza ve her mülahazanın bir fikri vardır fakat benim fikrim onlar düşman biz dostuz değil, en azından bu kadar basit değil. Beşparmak dağlarında canlarını verip şehadet makamına erenler canlarından güç ve mülkiyet paylaşımı yapılması için veya köylerinde hiç bir şeyden habersiz sabi yaşta canını veren çocuklar askerlerimiz adadan gitsin ve Kıbrıs halkı aç kurtların insafına bırakılsın diye mi yaşamlarını yitirdi? Bu savaşı biz başlatmadık, EOKA’nın aptal darbesi yüzünden başladı ve sayısını bilmediğimiz insanın canına mal oldu. Kıyımı yapan onlar oldukları halde bizden talepte bulunacak kadar soğuk kanlılıkla davranmaları beni çok şaşırtıyor. Bu hal tarzında iki ihtimal olduğunu düşünüyorum. Ya Kıbrıs’ı kaderine terk edeceğiz ya da gerçekten imkansızı başararak öyle hızlı ve güçlü ilerleyeceğiz ki bir daha hiç kimse canımızdan bir parça koparmayı değil cüret hayal bile edemeyecek. Hayat seçimlerle doludur ve tarih dediğimiz bilimi insanların seçimleri belirler o yüzden en doğru seçimi yapmaya uğraşalım, çünkü nesillerin seçimleri kendilerinden sonraki nesilleri de etkiler vesselam.

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Kırmızı Yazar

Written by Sezai AKIN

-Aşk ı Sezai ( İlk Kitap )
-Gazi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi
-Eğitim Danışmanı

Bir cevap yazın