in

Laodikya (Laodikeia) Antik Kenti

Laodikya(Laodikeia) Antik Kenti ile ilgili ilk tanışma hikayem üniversite zamanımdaki döneme denk gelir.Daha önce ismini duymadığım ve bilmediğim bir kentti.Öğrenciler olarak o dönem sanal müze etkinliği ile ülkemizin herhangi bir bölgesinde bulunan ve tarihi öneme sahip mekanlardan birini seçerek videolu bir sunum yapmamız istendi.Biz öğrencilerde seçtiğimiz tarihi bir mekanı sanal müze etkinliği doğrultusunda sınıf arkadaşlarımıza ders anlatır gibi bir sunum gerçekleştirdik.Genel olarak bütün derslerde bir etkinlik veya ödev verildiği zaman o verilen etkinliği gerçekleştirmek konusunda pek aceleci davranmazdım.Öncelikle kendi sınıf arkadaşlarımın hangi konuları ve materyalleri seçtiğine bakardım.Daha sonra diğer sınıftaki öğrencilerinde hangi konular ve materyaller seçtiğine bakardım.Bunu yapmamdaki amaç konuların çeşitli olup olmadığını veya herkesin aynı konuyu mu seçtiğine dikkat etmek istememden kaynaklanıyordu.Bu konuda hiç yanılmamıştım.Sanal müze etkinliğinde seçtiğim konularda dikkat ettim ki herkesin seçtiği tarihi mekanlar birbirine benziyordu.Çoğu sınıf arkadaşlarım önemli görülen tarihi camileri veya medreseleri seçmişlerdi.Bende ilk başlarda bir camiyi veya bir medreseyi seçmeyi düşünürken aklıma bir an neden bir antik kenti seçip arkadaşlarıma anlatmayayım düşüncesi geçti.Her zaman yaptığım gibi kendi fikir ve düşüncelerimin doğrultusunda ilerleyerek aklıma gelen antik kent konusunu arkadaşlarıma sunmaya karar verdim.Verdiğim karar doğrultusunda Laodikya antik kenti ile ilgili bilgiler toplayıp bir plan dahilinde arkadaşlarıma anlattım.Bölüm içerisinde ilk defa bir antik kenti anlatan öğrenci olarak tanındım.Benim haricimde herkes istisnasız cami ve medrese gibi tarihi mekanları seçmişti.Sıra öğretmenimize de anlatmaya gelmişti.Herkes sırasıyla öğretmene seçip uygulamaya koyduğu tarihi mekanları öğretmenine anlatmıştı.Tabi ki bir süreden sonra sıra bana da gelmişti.Öğretmenime seçtiğim konuyu açıkladıktan sonra öğretmenimin verdiği ilk tepkiye bakarak meraklandığını sezmiştim.Konuyu anlattıktan sonra öğretmenim anlattığım konu ile ilgili sorular sordu.Sorduğu sorulara yanıt verirken aynı zamanda öğretmenimle birlikte videolu anlatımını da gözden geçiriyorduk.Acaba konu ile ilgili bağlantılı olarak mı anlatıyorum diye öğretmen dikkatlice videoyu izleyip dinliyordu.Anlatımım ve videolu gösterim bittikten sonra öğretmenim yeterli gördüğü düşünce ile puanımı vererek ve ardından teşekkür ederek odasından ayrılmamı istedi.Öğretmenimin odasından çıktıktan hissettiğim ilk duygu öğretmenimin konuyu beğenmesiydi.Seçtiğim tarihi kent ile ilgili gerçekleştirdiğim etkinik benimde sevinmemi sağlamıştı.Aradan geçen zaman doğrultusunda bende Laodikya kentini tekrar anlatarak yaşanan hatırayı bir kez daha hatırlamak istedim.Bu düşünce ile Laodikya kentini size de anlatarak bilmenizi ve tanımanızı sağlamak istiyorum.Laodikya(Laodikeia)Antik Kenti,Denizli’nin 6 km kuzeyinde yer almaktadır.Lykos ırmağının güneyine kurulmuştur.Seleukosların Kralı II. Antiokhos tarafından, eşi Kraliçe Laodike adına M.Ö.3. yüzyıl ortalarında kurulduğu söylenen kente dair iki söylenceden biri, kralın bir Apollon sözcüsü vasıtasıyla baş tanrı Zeus’un öğüdünü duyarak eşi adına bir kent kurmaya karar verdiği yönündedir.Bir diğer söylence ise; Kral I. Antiokhos’un rüyasında annesi, kız kardeşi ve eşi olarak tanımladığı üç kadın gördüğü ve bu kadınların her birinin kraldan kendileri için Karia’da bir kent kurmasını istediği yönündedir.Bunun üzerine kral I. Antiokhos, karısı ve annesi için Nysa (Sultanhisar) ve Antiokheia (Başaran Köyü-Karacasu) kentlerini, kız kardeşi Laodike için de Laodikiea antik kentini kurmuştur.Ancak antik kaynakların kral I. Antiokhos ve kız kardeşi Laodikie’nin adından hiç söz etmemesi, ilk söylenenleri daha geçerli kılmaktadır.Laodikeia,5 kilometrelik bir alana yayılmıştır.İlk girişte sizleri sütunlu cadde karşılamaktadır.Bu sütunlu caddenin ismi Suriye Caddesidir.Kentin ana caddesi ile ara caddesi köşesinde Anıtsal Çeşme yer almaktadır. Sütunlu caddenin doğu kesiminde küçük tiyatro ile Nypheaum arasında Zeus Tapınağı vardır.Hemen sağ tarafında kilise yer almaktadır.Tapınak ve Kiliseler demişken Laodikeia için kiliselerin  ayrı bir önemi vardır.Çünkü Hristiyanlığın ilk 7 kilisesinden birine sahip olan Laodikeia, M.S. 4.yüzyıldan itibaren Kutsal Hac Merkezi olarak ilan edilmiştir.İncil’de de adı geçen ve Laodikeia Kilisesi adına vahiy gönderilen kent olması buranın değerini bir kat daha arttırmaktadır.Bizans dönemiyle metropol seviyesinde dini bir merkez olarak da varlığını sürdürmüştür.Kentin ticaret ve tekstil ile ulaştığı zenginlik nedeniyle halkın refah düzeyi yüksektir.Laodikeia, antik dünyada, fabrikasyon tekstil üretiminde önemli bir yere sahip olmuştur.Yapılan kazı çalışmalarında Denizli’nin sembolü olan horoz, nar ve patlıcan kabartmaları ile tekstilin 4 bin yıllık geçmişine ait dokuma tezgâhı ağırlıkları, boya atölyesi, yün boyaları ve kumaş parçaları örneklerinin bulunuşu kentteki refah düzeyinin ne kadar yüksek olduğunun da bir göstergesidir.Kentte Athena dokuma tanrısı olarak adanmıştır.Laodikeia’nın zengin bir kent olmasını düşündüren bir başka şeyinde Nekropol alanındaki kapalı lahit mezarlarının çokluğudur. Antik kentlerde lahit mezarları soyluların(zenginlerin)yaptırdığı bilinmektedir.Kentin içme suyu ihtiyacını ise 8 kilometre uzaklıktaki Baş pınar kaynaklarından su kemerleri ve çift sıra traverten sistemiyle ulaştırılmaktaydı.Yapılan kazı çalışmalarında 1900 yıl önce suyun kullanım koşullarının olduğu bir su kanunu bulunmuştur.Bu su kanunu 14 maddeden oluşmaktadır.Bu maddelerden örnek verecek olursak su kanununa uymayanların 5 bin ile 12 bin dinara kadar para cezalarının uygulandığı ve suyu kirleteni ihbar eden kişiye ise cezanın sekizde birini ödül olarak verildiği yazmaktadır.Laodikeia antik kentinde biri büyük biri küçük iki tiyatro bulunmaktadır.Büyük tiyatro yaklaşık 20 bin kişiliktir.Büyük tiyatronun 300 metre kadar kuzeybatısında yer alan küçük tiyatro ise 15 bin kişiyi alabilecek büyüklüktedir.Stadyum ve Gymnasium kentin güney-batısında, doğu-batı doğrultusunda uzanmaktadır.Stadyumun ek yapıları ile Gymnasium bir bütünlük teşkil edecek şekilde yapılmıştır.Stadyumun uzunluğu 350 metre, genişliği 60 metredir.Amfitheatr şeklinde yapılmış olan yapının 24 basamaklı oturma sırası bulunmaktadır.Dünyanın ilk su oyunlarının yapıldığı stadyumun, büyük bölümü tahrip olmuştur.M.S.2.yüzyılda yapılan Gymnasium, Gargilius Antioius tarafından inşa ettirilerek İmparator Hadrianus ve eşi Sabina’ya ithaf edildiğine dair yazıt bulunmuştur.Toplam 35 bin metrekare alana yayılan ve 5 adet Agora bulunması Laodikeia’nın ne kadar büyük bir kent olduğunun bir göstergesidir.Agoranın sütunlarının 10 metreyi aşan yapısı, resimlerle süslü duvarların olması ve ahşap çatı sistemiyle sizleri o günlere götürmeye yetiyor.Efes antik kentinden sonra Anadolunun en büyük (belki de en büyüğü) antik kentlerinden biri Laodikeia.Denizli de görülmesi gereken yerlerin başında gelmekte.Benimde günün birinde mutlaka gezip göreceğim bir kenttir.images 1                                                                               Suriye Caddesi

agora2

Agora

thumbs b c 3e3a4abf39280f3513965c605d6a5572

Tiyatro

What do you think?

2 Beğeni
Upvote Downvote
Yeşil Yazar

Written by Furkan Korkmaz

Bir cevap yazın