Mornota Röportaj
1995 yılı İstanbul doğumlu Muhammet Enes Cansız, ilk öğrenimini İstanbul’da, orta öğrenimini Trabzon’da tamamladı. Şu an Karadeniz Teknik Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü 4. sınıf öğrencisi.
Mornota ile nasıl tanıştınız?
Mornota ile okuldan arkadaşım Davut Yeşil’in tavsiyesi ile tanıştım. Yeni bir platform olduğundan bahsetti ve yazı yazmak isteyip istemediğimi sordu.
Yazı yazarak biz öğrenciler için hem bireysel hem akademik hem de iş hayatımız için faydalı olabileceğinden bahsetti.
Bende kendisini kırmadım ve bu ortama katıldım.
Mornota hakkında ne düşünüyorsunuz?
Çok genç ve özgür olarak sloganının hakkını veren bir oluşum.
Yani söylemek istediğiniz ne varsa istediğiniz gibi, istediğiniz şekilde söyleyebiliyorsunuz. Konu, alan sınırlamanız yok. Tamamen kendi fikirlerinizle birliktesiniz. Üstelik bir üst merci gibi denetleyen yok. Sadece okuyucular ve siz arasında her şey. Özellikle benim gibi bu alanlara merakı olan öğrenciler için çok güzel bir hareket. Umarız hep birlikte daha iyiye taşıyabiliriz.
Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Sizi yazmaya iten şey ne oldu?
İstanbul doğumluyum, lise yıllarına kadar orada büyüdüm. Ailemizin iş tercihi sebebiyle memleketimiz Trabzon’a taşındık. Liseyi burada bitirdim. Üniversiteye Erzincan Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümü ile başladım. Bir yıl burada öğrenim gördükten sonra yatay geçiş ile Karadeniz Teknik Üniversitesine geçiş yaptım. Şuan da son sınıf olarak öğrenimimi devam ettiriyorum.
Beni yazmaya iten şey esasen daha çok insana daha çok şey aktarabilmek.
Bu imkanı da bana mornota.com sundu ve bende değerlendirerek bir başlangıç yaptım.
Bir yazar olarak okuduğunuz ve beğendiğiniz yazarlar kimlerdir?
Özellikle ayırdığım yazar yok. Çünkü yazarın bana ne katabildiği ve bana verdiği haz önemli. Ancak Yavuz Bahadıroğlu, Cengiz Aytmatov, Zülfü Livaneli, Ömer Faruk Dönmez, Sabahattin Ali gibi isimleri sayabilirim. Yabancı yazarlarda ise George Orwell, Stefan Zweig, John Verdon gibi isimler aklıma gelenler arasında.
Hangi kategorilerde yazıyorsunuz? Konularınızı neye göre seçiyorsunuz?
İlk başlarda tarih konusuna yönelmiştim ancak tarih bildiğimiz gibi çok büyük bir okyanus ve dibi gelmiyor. Bir konuda onlarca tarihçinin yazdığı eser var ve bu eserler kimi zaman birbiriyle çelişiyor. Çelişen noktaları arındırıp temiz bir yazı hazırlamakta çok meşakkatli bir iş olduğu için şu sıralar tarih kategorisinden uzaklaşmış durumdayım.
Esasen bana daha çekici gelen ve güncele ilişkin teknoloji konularında yazılar yazmaya başladım.
Bunun haricinde de güncel olaylarla ilgili toplumu ilgilendiren konularda da yazı yazıyorum. Konularımı da öncelikle ilgi ve bilgi alanıma göre belirliyorum. Aktarabileceğim doğru ve düzgün bilgiyi yazıya dökerek okuyucuyla buluşturuyorum.
Son olarak yazar olmak isteyenlere öneriniz nedir?
Fikirlerinden ve düşüncelerinden korkmasınlar.
Sonuçta bir fikir tüm dünyayı değiştirebilir.
Bunun dışında görüşleri ne olursa olsun güncel makale yazan yazarları takip ederek onların bakış açıları ve bilgilerini süzerek daha tarafsız bir yazı oluşumuna imkan verebilirler. En önemlisi de yaptıkları işe her zaman saygı duymalı ve sabırlı olmalılar. Aniden çok okunan yazar unvanlarına ulaşmak çok kolay bir iş değil. Yazdıkça kabiliyet kazanacaklar ve kazandıkları bu kabiliyeti her yeni yazılarında çok daha iyi kullanacaklar. Gerçek yazarın bu şekilde pişeceğini düşünüyorum.
Değerli yazarımızın yazılarına ulaşmak için buraya tıklayın.
