in

Sara bir divanelik

Bir insanın gözleri böylesine aşkla dolu olabilir mi!
Böyle eritir mi ruhları ruhunun sesi?
Sevdiğimi düşünürken sesinle sarılmak, içtenlikle onun hayaline! ..
Daha önce düşünsem aklıma gelir mi idi?
Ya aklımı kaçırdığımı düşünürdüm ya da hiç aklımın olmadığını.
Peki ya şimdi aklımın da tamamen bende olduğuna eminsem;
Beni onun hayline sardırtan aşkın deliliği değil midir?
Değil midir bu dizeleri yazarken beni büklüm büklüm yapan!
Sadece gözlerinin derinini hayale düşerken;
Onun gözlerinden;
Onun benim gözlerim içinde derine düşerken hayali midir gözlerimi tir tir eden?!
Ruhumu, göğsümü, ellerimi kıpır eden küçüçük bir bebeğin elini tutarken ki hissettiğin kıpırtımıdır yoksa bendeki!
Onun hayali bunların hepsini yaptırabilir miydi?
Bu kadar güçlü müydü yani;
Yani onun bendeki hayali, hayalimle sarılsaydı bir yerlerde;
Acaba o anda bedenim kalp atışlarımı devam ettirebilir miydi?!
Ya ettiremese…
Keşke çoktan!
Bunun hayali bile hayallerden güzeldi!
Çünkü, bu hayalde sarabilir olmak zaten kalp atışlarından ibaretsiz bir sonsuzluk demekti.
Sarabilir olmak; saranın sara olması idi.
Çünkü sara; saraya sarılı olmaya sara idi!
Çünkü, saranın gücü;
Sara olmaya muktedirdi!

Bu da vapurdaki kadına mektubum olsun: Bunları bana yazdıran tatlı mı tatlı ruhunuza umarımki hiçbir kötülük dokunamasın. Nice aşıklar beslerken siz umarım bu aşıkların aşklarından da aşık bir aşkla sonsuzluk sürersiniz…Sizi seviyorum.

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Okur

Written by Seçkin Korkmaz

Antakyalıyım memleketimi çok seviyorum. Arapça, ingilizce ve türkçe konuşuyorum. Erciyes universitesi ucak govde motor bölümü mezunuyum. Genellikle tarih, dil bilimi ve medeniyetler konularında ilgiliyim.

Bir cevap yazın