in

Satılık zaman

Sürekli zamanımızı satıyoruz. Ne için? İçinde bulunduğumuz bedenin ihtiyaçlarını karşılamak için elbette. Hepimiz bir bedene hizmet eden tüccar ruhlarız aslında. Kimimiz bir ofiste, kimimiz bir inşatta, kimimiz evde satıyoruz zamanımızı. Aciz bedenimizin ihtiyaçlarını karşılamak için başka bedenlere hizmet ediyoruz. Biz aciz ruhlar ne zaman tatmin olacağız? Zevk, mutluluk, tat bunların hepsi illüzyon. Bedenimizin ona daha iyi ve daha fazla hizmet etmek için bize yaşattığı sadece bir illüzyon. Hepimiz bu yanılsamalar içerisinde kaybolup gidiyoruz. Aslında zeki olduğunu düşünen birer köleyiz.

Bedenimiz ihtiyaçlarını karşılamak uğruna bize daha ne kadar zarar verecek. Daha ne kadar acı duymamıza neden olacak  Bir başkasının bedenine bedenimizle hizmet ederek, hayata tutunuyoruz. Birbirine tutunan asalaklar gibi. Sürekli makine için dönen çarklar gibiyiz. Zamanımızı ne uğruna satıyoruz? Bedenimiz daha iyi evlerde otursun diye, daha iyi arabaya binsin diye. Karşılığında ne alıyoruz? Sadece kısa süreli bir tatmin hissi. Ödülümüz bu.

Beden çürümek uğruna arzu peşinde durmaksızın koşuyor. Zamanı sattırıyor bize.

Şimdi diyebilirsiniz ki bedenin sahibi benim, ben ne istersem o olur. Yanılıyorsunuz. Aç bir bedeni doyurmazsanız atmaz mı sizi içerisinden? Uykulu bir bedene ne kadar karşı koyabilirsin? Peki korkudan titreyen bedenine hakim olabildin mi hiç?

What do you think?

-1 Beğeni
Upvote Downvote
Kahverengi Yazar

Written by Yakup Udül

Keyifli okumalar..

Bir cevap yazın