in

Sevgiyle Kal

Sevgi neydi?

Sevgi, elimizi kalbimize götürdüğümüzde hissettiğimiz o heyecan işte Aşk’ın en saf hali…

Sevgi sonsuz mudur?

Sevgi, sonsuz ise sevgiyi harcayabilir miyiz?

Zamanı sevgi uğruna harcadığımız oluyor. Misal birini sevdiğimizde günlük rutin işlerimiz arasında ona öncelik veririz. Günün 12 saati çalışıyorsak 6 saati onu düşünerek, onunla ilgili gelecek planı, acaba benim hakkımda ne düşünüyor fikri, arasam açar mı? Beni seviyor mu? Bu sorular bile zamanı harcamaya yetti değil mi?

Bu durum mertebe mertebe ilerler. Öncelikle o insanın doğru kişi olup olmadığını nasıl anlayacağız peki? Zaman bitmek bilmeyen ilaçtır. Doğru kişilere merhem olmalıyız.

Sevgi bilinçli midir?

Olursa eğer dramatik olur. Bilinçsiz ise halk tabiriyle (şuursuz) ilişkiler bitmeye mahkumdur. Karşıdaki kişiyi sürekli yaftalayıp, suçlamaya başlar. Suçlanan kişide beni önemsediği için suçluyor diye düşünür. Gerçek sevgi varsa şayet, manipüle etmeye gerek kalmaz. Doğal olmalıdır insan, olduğu gibi berraklığıyla. Sadece narsist insanlar bir başkasını sevemez, değer veremez. Kendiyle o kadar meşguldür ki sizin yaşadığınızı unutup sadece var olduğunuzu hisseder. Anne babasından çocukken sevgi görmemiş bir çocuk ileride Diktatör olarak çıkar karsımıza. Küçükken ona verilmeyen söz hakkını şimdi ise ortaya böyle aksettirir.

Sevgi hesapsızdır. Misal bebek sevgisi, kardeş sevgisi, çiçek sevgisi, anne sevgisi, hayvan sevgisi gibi masumdur. Sevmek içindeki öz farkındalıkla beraber gelir. O gücü bulduğunda. Yani ”Güçlü diye sevilmek istemez.” diye düşünmemeliyiz. Birini sevince gülümsemesi derinliklerini merak ettiğimiz bir deniz misali… Sarf ettiği her sözü çiçek kokusu gibi yayılır içinde yeniden nefes alırsın. Sevilmeyi güdüleriz. Ama sadece insan sevgisi değil canlı veya cansız varlıklar değil. İlahi aşk da olabilir. Tanrı Ay gibi bizimle geliyordur her yere… Neden kötülükler masum insanları bulur diye düşünürüm. Sınav mıdır? Sokakta soğuktan ölen bir çocuk ne günah işlemiş olacak ki… Birileri ona yardım eli uzatmadığı için öldü halbuki. Dinde cüzi irade ve külli irade var. Bir Annenin çocuğunu doğarken kaybetmesi. Annesi mi sınanıyor? Belki bu da doğanın yasasıdır. İyi şeyleri kötü şeyler olduğunda anlarız iyi olduğunu. İyi bir insanı sevmek bir seçim iyi olmak da vicdanımıza kalmış. Toplumda iyilik yapmayı en çok başaranlar çocuklar; onlar masum, iyi niyetli ön yargısız. Çocukları fidan gibi yetiştirip vicdanlı büyütmeliyiz ve şefkatle. O zaman iyilik terazisi yüksekte, kötülük ise aşağı çeker.

Sevgisizlik imgesi o kadar yer edindi ki toplumda… Birine veda ederken artık ”Hoşça kal değil de , sevgiyle kal.” demek geliyor içimden… Sev ki gözyaşların kendi mecrasında akıp gitmesin. Mutluluk gözyaşı olsun çehrende  Sevmek cesaret ister ve içindeki o gücün farkına var. Korkularınla yüzleş cesur ol…

What do you think?

2 Beğeni
Upvote Downvote
Kırmızı Yazar

Written by Buket Gayuk

Bir cevap yazın

yorumlar

  1. Ben bazı şeylerin devlet tarafından onarılabileceğine inanıyorum. Şahıs olarak ne kadar çaba harcarsak harcayalım yaşamış olduğumuz bu dünya bu ülke maalesef sevgisizlik üzerine inşa ediliyor. Herşeyin karşı cephede durduğu bir dünyada geleceği ancak ve ancak toplumun ortak dayanışması veya devletin doğruyu halka öğretmesiyle olur. Bunun harici tüm çabalar Roma’ya çıkıyor.