in

Tak tak taka tak

Arkadaşlar, bu yazımda yayınlandığı dönemde fenomen olan ve bir süre önce final yapan İçerde’nin final bölümünü her bir karakter açısından yorumlayacağım. İçerde, reytingi çok yüksek olmasına rağmen baştan beri alınan ” 1 sezon sürecek” kararına sadık kalınarak 19 Haziran Pazartesi gecesi bitirilmiş, deyim yerindeyse  ” zirvede bırakması ” tercih edilmişti. Peki son bölümde ne oldu? Kim öldü, kim hayatta kaldı? Kim hapse girdi? İşte The Departed’ın Türk televizyonlarına uyarlanmış hali olan İçerde’nin son bölümünde karakterlerin durumu…  ( Spoiler içerir ! )

SARP YILMAZ : Hem Kebapçı Celal ve çetesini bitirmek hem de kardeşi Umut’u bulmak için o kadar çok zorluğa katlandı ki kazanmak kesinlikle hakkıydı. 1 yıl hapis yattı, kendi ailesi bile onu mafyanın adamı olarak biliyordu ve annesi onu babasına benzemekle suçladı. Hem sevdiği kızı hem de babası yerine koyduğu müdürünü kaybetti. Nefret ettiği adama baba demek zorunda kaldı ve az daha polisliğini kaybediyordu. Peki başardı mı? Evet! O ve yıllar sonra kavuştuğu kardeşi Umut Kebapçı’yı içeri tıktılar ve Sarp yaptığı hizmetler için kendisine verilen plaketi Yusuf Müdür adına kabul etti. İçiniz rahat olsun Müdürüm, Sarp Kebapçı’yı dürüm yaptı dürüüüüüm !

UMUT YILMAZ / MERT KARADAĞ: Dizinin en talihsiz karakterlerinden biri Melek ise diğeri de Umut’tur. 3 yaşında ailesinden koparılan ve sokaklarda mendil satmaya zorlanan, sürekli dayak yiyen Umut bir yalanın içinde büyüdü ve kendisine en büyük kötülüğü yapan kişinin onu kurtardığını sandı. O istediği için polis oldu ve minnet duygusuyla suçlarını örtbas etti. Erkin Koray’ın Tek Başına şarkısıyla özdeşleşen bu karakter elbette yaptıklarının cezasını çekecekti, ” Umut ” kontenjanından yırtamazdı. Yine de hayatta kalmasına çok sevindim çünkü Yılmaz Brothers’ların bir kez daha ayrılmasını istemiyordum. Dizinin finalinde hapse girdi ama bence bir yanında ailesi bir yanında da sevdiği kız varken , Celal’in yanında olduğu zamanlardan daha mutludur. (Umut’un akıllarda kalan repliğini paylaşmadan olmaz : Organize geldi millet! )

CELAL DUMAN : Nam-ı diğer Kebapçı Celal için bundan daha trajik bir son olamazdı. Dizinin kötü adamı ve son ana kadar hep kazananı olarak gördüğümüz bu karakter sonlara doğru iyice karanlık birine dönüştü ve oğluna  “Anneni bir daha görmeyeceksin , unut onu ” diyecek kadar duygusuzlaştı. Yapayalnız kaldı ve daha da hırslanarak Umut’u öldürmeyi kafasına koydu. Fakat hızlı olan kazanacaktı ve hızlı olan Celal değildi. Finalde Sarp ve Umut tarafından yakalandıktan sonra tek kişilik hücreye kondu ve aklını yitirdi. Ölümüne sebep olduğu iki insanın, Yusuf Müdür’ün ve kızı Melek’in (sonuçta Celal böyle bir adam olmasaydı Melek ölmeyecekti ) hayalini gördü. Hayalinde Melek’in ona ip getirmesi , Yusuf ve Melek’in Celal’in tabureye çıkmasına yardım etmeleri çok manidardı. Celal’in ölümüne üzülen var mıdır bilmiyorum ama biz yine de R.I.P diyelim.

ALYANAK : Yüzyılın en büyük satıcılarından olsa da dizinin en sevilen karakterlerinden olan Alyanak’ın kimin tarafında olduğunu anlamak zordu. Fakat sonunda net bir şekilde belli oldu. Celal dışında herkesin yanında ! İlginç ses tonu, felsefeleri, ” Vay vay vay ” larıyla kendinden çok söz ettiren Alyanak her zaman ölmemenin bir yolunu buldu. Finalde Sarp-Davut karşılaşmasında Sarp’ın yanında yer alarak adamlığını gösterdi. Hapse girmesine üzüldüm ama sonuçta onun da işlediği suçlar var. Alyanak’ın dediği gibi ; Sarp’a madalya , kendisine bilezik düştü. Mutlu son yazmadılar ona.

DAVUT : Dizinin soğukkanlı, psikopat, bir o kadar da beceriksiz tetikçisinin ölmesi sürpriz değildi. Ama nasıl öleceği bilinmiyordu. Dizinin başında Celal tarafından “Görünmez oğlum Davut” olarak tanıtılan bu karakter ilerleyen bölümlerde en çok konuşulan karakterlerden biri oldu. Son derece psikopat olmasının yanı sıra çizgisini bozmadığını da itiraf etmek gerek. Başından beri Celal’e ölümüne sadık , Sarp’a düşmandı. Ölürken de durum aynıydı. Melek’e ise saplantılı derecede aşık olduğunu düşündüğümüz Davut’un neden Melek öldükten sonra adını anmadığı merak konusu olsa da intihar etmeden hemen önce Sarp’a ” Bana Melek’i geri verebilir misin? ” demesi onu unutmadığını gösterdi. Hoşça kal Davut.

COŞKUN : “9 canlı” diye bir terim varsa bu büyük ihtimalle Coşkun için söylenmiştir. Celal’i defalarca öldürmeye çalıştığı fakat bir türlü beceremediği Coşkun aynı anda hem itici hem de sevimli olmayı başarabiliyordu. Dizinin müziklerinde de yer alan “Tak Tak Taka Tak ” , ünlü repliği ” Deevaaammm eeeeett ” dizinin unutulmazları arasında yerini aldı. Finalde ölmedi ama hapse girdi. O zaman de haydi Coşkun, sağdan git belki cüzdan bulursun.

EYLEM : Biraz geri planda kaldığını düşündüğüm Eylem’in hikayesi daha çok işlenebilirdi. Kendi ailesini kaybettiği ve Füsun’un onu evlatlık aldığı sahneler gösterilseydi Eylem’i daha iyi tanıyabilirdik. Aslında Eylem yeri geldiğinde Celal ve sevdiği adam olan Umut’un aleyhine haber yapabilecek kadar cesur bir karakterdi. Her şeye burnunu sokmak gibi bir özelliği vardı ve bu özellik yüzünden finalde Celal tarafından öldürüleceğini düşündüm. Fakat Umut onu kurtarmak için kendini çok büyük bir tehlikeye attı.Son sahnede Eylem’i parmağında yüzükle mutlu bir şekilde görüyoruz. Umut’la birlikte hep böyle yüzünüz gülsün Gasteci Kız.

FÜSUN : Kocası hapse girdi , küçük oğlunu 20 yıl boyunca göremedi ve büyük oğluna da her an bir şey olacak korkusuyla dizi boyunca diken üstünde yaşadı. Yeri geldi kaçırıldı , yeri geldi lokantası kundaklandı. Füsun bence tüm bunlara rağmen oldukça güçlü , dayanıklı bir kadın. Mutluluğu en çok hak edenlerden. Finalde de yüzü gülenlerden biri oldu. O zaman , bol salça ekmekli günlere 🙂

YEŞİM : Her daim Celal’in yaptıklarını bilen ama” Bana dokunmayan yılan bin yaşasın ” modunda takılan Yeşim , mevzu kendine dönünce dişlerini gösterdi. Oğlu Mustafa’yı bir daha göremeyeceği korkusuyla Celal’i bildiği her şeyi polise anlatmakla tehdit etti. Bu sonuç vermeyince Celal’in istediklerini yaparak oğluna ulaşmaya çalıştı ancak yine olmadı. Finalde kocası Celal’in ölümüne üzülmüş müdür bilinmez ama şu bir gerçek ki Kebapçı tutuklanınca rahat bir nefes almıştır. Sana da hayatta başarılar Yeşim. Mustafa’ya iyi bak.

Böylece 39 bölümü geride bıraktık. İçerde gibi güzel bir dizi bir daha ne zaman gelir bilmiyorum ama dizinin sevenleri olarak uzun bir süre yokluğunu hissedeceğimiz kesin. Bu işe yüreğini koyan ekibe , oyunculara ve güzel müzikler için Toygar Işıklı’ya sonsuz teşekkürler…

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Okur

Written by Merve Parlakyıldız

Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde öğrenim görmekteyim. Yazdığım öykü ve şiirler mevcut.

Bir cevap yazın