in

Tarsus’taki gizemli kazı

Anadolu’daki ilk yerleşim yerlerinden biridir o; 10 bin yıldır hiç terk edilmeyen, Romalılar tarafından başkent yapılan, birçok dini motife sahip Tarsus. Geçmişinden dolayı önemli bir yerleşim yeri olduğuna şüphe yok. Geçen yıldan bu yana devam eden esrarengiz kazı da adeta önemine önem katmış durumda.

Günden güne artan bir merak var haliyle. Çünkü mahallenin orta yerinde birileri kazı yapıyor, etrafı özel harekat polisleri ve MİT görevlileri bekliyor, özel elbiseli yabancı insanlar içeriye girip çıkıyor. Üstelik tüm bunlara rağmen bir yetkilide çıkıp olayı açıklamıyor. Aslında bir şeyi ne kadar gizlemeye çalışırsanız o kadar ilgi çekeceği aşikardır. Dolayısıyla belki bilerek belki bilmeden böyle davranılıyor ama muhakkak ki birileri tarafından anlamlandırılmış bir şeyler var orada. E tabii açık açık milletin gözü önünde yapamayacakları için önlemler alınmış durumda. Ne olabileceği konusunda birçok yorum var medyada. İnsan hangisine inanacağını şaşırıyor.

Öncelikle orada yapılan kazıdan devletin haberinin olmaması imkansız. Ancak kimseden çıt çıkmıyor. Belli ki bu kadar gizli olduğuna göre işin içinde devleti bağlayan bir olay var. Zaten Tarsus geçmiş yüzyıllarda da sahip olunan devletler tarafından hep ciddiye alınmış olmalı ki tarihsel değere sahip birçok bilgi ve eser var hakkında. Örneğin Tarihi Roma Yolu, Roma Hamamı, Antik Çağın en büyük tapınağı Donuktaş, Ashab-ı Kehf’in (Yedi Uyurlar) kaldığı mağara, St. Paul Kilisesi, Antik Yol ve Kleopatra Kapısı, yetiştirdiği ünlü filozoflar önemli değerlerinden. Hele ki din açısından Hıristiyanlarca kutsal sayılan ve hac yeri olarak kabul edilen bir yer. Bir de İncil’in (Yeni Ahit) yazarlarından biri olan Aziz Pavlus’ta burada doğmuş ve yaşamıştır. Peki 1902 yılında İstanbul’da bile elektrik yokken burada kurulan santralle elektriğin üretilip yurt genelinde kullanılmaya başlandığını biliyor muydunuz? Yani ülkemizde ilk elektriğe kavuşan yer Tarsus.

Gördüğünüz gibi Tarsus’un tarihteki önemi bir yana günümüzdeki önemi de az değil. Kazı olayı nedeniyle ortaya atılan iddialar herkesin malumu. Bana kalırsa en zayıf iddia; bir UFO’nun orada gömülü olduğu. Açıkçası kazının yapıldığı alanın üstüne bir uzay gemisinin gelip bir süre kaldıktan sonra kaybolduğu bilgisi pek inandırıcı gelmiyor. Eğer ki uzaylılar varsa -kesin bir şey söyleyemiyorum ama oldukları konusunda şüphelerim var- ve söylenenlere göre üstün teknolojiye sahipse bu işin çalışmasını niye insanlara bıraksın? Bizim haberimiz bile olmadan ne işleri varsa çözmeleri gerekirdi. Hadi diyelim bazı insanlarla uzaylıların bağlantısı varsa ve onlara yardım ediyorsa da  bunun ulu orta, insanların merakını çeke çeke yapılıyor olması düşüncesi de iddiayı zayıflatıyor.

Kazı yapılan alanın altında Aziz Pavlus’un kayıp incilinin bulunduğu iddiası nispeten daha olabilitesi yüksek gelen bir iddia. Tarsus’un Roma İmparatorluğu’nun elinde olduğu dönemde yaşayan Aziz Pavlus, Farisi Yahudi olmasına rağmen Hıristiyan bir misyonermiş. Tarsus’un Hıristiyan dünyası için önemini yukarıda da belirtmiştik. Dolayısıyla günümüze kalan eserler olduğu ve Hıristiyanlarca hac merkezi sayılması nedeniyle sıcak bakılabilecek bir iddia. Üstelik Aziz Pavlus’un Farisi Yahudisi olması akıllara bu işin peşinde tapınakçılar veya masonik bir yapının olup olmadığını getiriyor. Üst düzey devlet yöneticilerinin bu yapılardan haberdar olmaması pek mümkün görünmüyor. Bu nedenle gizli kapaklı(!) bu kazının yapılması ve hiçbir açıklama yapılmaması iddiayı kuvvetlendiriyor.

En mantıklı iddiaysa bölgede bir yer altı şehrinin bulunduğu veya değerli madenler -define de olabilir- bulunduğu iddiası. 2012 yılında Mithat Erdal isimli polis memuru iddiaya göre silahla şakalaşırken vurularak ölmüştü. Bu polis memurunun ölmeden önce karısına definecilerin arasına kaçakçılar şube adına muhbir olarak sızdığını söylemesi, önemli bir kral mezarlığının kazıldığını belirtmesi, lahitin içinde altından 32 şamdan, kadeh, sikke gibi çok değerli hazinelerin olduğunu bildirmesi, baskından ve lahiti açmaya çalışan 7 kişinin tutuklanmasından sonra tutanaklarda hazinenin olmadığının bahsedilmesi üzerine itiraz ederek Emniyet Müdürüne gittiğini ama onun da şebekenin içinde olduğunu anladığını açıklaması iddiayı kuvvetlendiriyor. Üstelik beylik silahına 15 gün el konulan Mithat Erdal, beylik silahının kendisine iade edilmesinden bir gün sonra kendi silahıyla izbe bir yerde ensesinden vurulmuş olarak bulundu. Kayıtlarda arkadaşıyla şakalaşırken vurulduğu yönünde not düşülüp ne definecilerden ne de cinayetten söz edilmedi. Yine iddiaya göre silahı ateşleyen Hüseyin Yasak 25 yıl hapis cezasına çarptırılırken bunun bir defineci cinayeti olduğu gizlendi. 15 temmuz darbe girişiminin ardından Tarsus Emniyetindeki ekibin FETÖ’cü olduğu ortaya çıktı.

Okuduğunuz gibi birtakım iddialar var. Yarın belki de yeni iddialar ortaya atılacak belki de bazı iddialar çürütülecek. İşin özü önümüzdeki günlerde neler olup bittiği açıklanır mı bilinmez. Şimdilik bilinen Tarsus’ta gizemli bir kazı olduğu. Yine de bu işin arkasında karanlık güçler olduğu kesin. Halktan bir şeyler gizlendiği de kesin. Bu sırrın en yakın zamanda ortaya çıkması dileğiyle.

Yeni çağ gazetesi

Mynet

Sabah

gizemlervebilinmeyenler.com

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Turuncu Yazar

Written by Anıl BÜTÜNER

...ama yine de...

Bir cevap yazın