in

Hiçliğin Ortasında Bir Çocuk

Yalnızdım etrafımdaki herkes sanki benim yanımdaymış gibi samimiyetsiz yanımda olduklarını belirten cümleler sarfetmekten çekinmiyorlardı.
İnsanların samimiyetsiz davranışları bana o kadar ahmakça geliyor ki anlatamam. Kendilerinden durduk yere nefret ettiriyorlar.Bana açık açık benden nefret ettiklerini söyleseler hiç umurlarında olmadığımı söyleseler inanın hepsini severim.
İnsanları dinlemektense bir klarnetten fırlayan zehirli notaların yarattığı titreşimde kafatasımı yarıp geçerken beynimi patlatması daha hoşuma gider.
Çevremdeki bütün insanlar sanki çok mutlu.Kafasını gökyüzüne kaldırıp yıldızlara kanlı gülücükler atan paramparça suratlı bir melek gibiler.
Bense kırık dişlerimi saklamaya çalışırken fizik kurallarına aykırı yalnızlıklar yaşıyorum devasa dağların çatırdayacağı hüzünleri ben çekiyorum sanki.
Ben insan susarsa kendi içine daha iyi bakabilir tezindeyim . Çevremdeki insanlar bana neden bu kadar sustuğumu neden bir konu hakkında kendi fikirlerimi söylemediğimi soruyorlar. Onlara buradan sesleniyorum sizin o saçma sapan konuşmalarınızın insanı çekiştirme çabalarınızın kimin daha iyi işte çalıştığı tartışmalarınızın , kimin daha iyi bir araba yada eve sahip olduğu bu muhabbetlerden nefret ediyorum demek istiyorum.Ama saygı dediğimiz şey bize içimizdeki duyguları aktarmamızı engelliyor.
o yüzden duygularını hiç çekinmeden söyleyenlere hep imrenmişimdir.Duygu dediğim sosyal medyada samimiyetsiz fikirleriniz değil.Mesela bir annenin evladının tırnağı kanayınca yaşadığı o duygu bir babanın evladının baba dediğini duymak ya da bir anne köpeğin yavrusunu soğukta donarak ölümünü izlemesi, yada bir atın ayağının kırılmasıyla ölümünün geldiğini hissettiği o anki o duygu yada kelebeğin 1 günlük ömrünün olduğunu öğrenince yaşayacağı o inanılmaz mutluluk duygusu. Mutluluk duygusu dedim çünkü 1 gün yaşayacağını biliyor. Ama biz İnsanlar bir belirsizlik içinde yaşamaya devam ediyoruz. Öleceğimizi biliyoruz fakat ne zaman öleceğimizi bilmiyoruz.İşte buda bize atılan en büyük kazık.Bize ne zaman öleceğimizi söyleseler bizde ona göre yaşarız. Belirsizlik beni deli ediyor mesela hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyoruz hayatın bize dayattıklarıyla yaşıyoruz.Boş küp’ün içine yerleşmeye çalışıyoruz.Bu kürenin içinde yaşam mücadelesi veriyoruz.
Böyle hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamaya devam edince hiç yaşayamıyoruz.
Nazım Hikmet ne güzel demiş değilmi “yaşamak ne güzel şey” diye ama bu döndemde değil insanın yalnızlaştığı bu toplumda değil.İnsanlar modern toplumun mükemmel canavarları bence.
Mesela koskoca okyanuslarda yüzerek 1 dakika sonrasını hatırlamayan,özgürlüğünü yaşamaya olanak sağlamadığımız balığı küçük bir cam akvaryuma sıkıştırıp orada yaşamaya mahkum ediyoruz.Biz buna hayvan severlik diyoruz.
Düşünsene bi kendi ırkını öldürmek için silahı buluyor.Biz buna teknoloji diyoruz.Bir insanın ölümüne sebep oluyor sonra çok üzüldüğünü söylüyor.İnsan şu evrende toz taneciği kadar bir ayrıntı olduğunun farkında olmalı artık.

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Okur

Written by Yasin Keskin

Bir cevap yazın