Sevgili okurlar bu yazımızda ortak değer kavramının ne olduğunu neleri içinde barındırdığı ve bu kavram neticesinde nasıl yaşanılması gerektiğini inceleyeceğiz.
Ortak değerler o toplumu bir arada tutan en önemli kavramlardır. Ortak değerleri olmayan toplumlar dağılmaya, kutuplaşmaya mecburdur.
Ortak değer kavramı içine birçok fonksiyon yerleştirilebilir.
Örneğin bir toplumun kültürü en önemli ortak değerlerden biridir.
Toplumun tarihi, yaşanmışlıkları onun ortak değerlerini oluşturur.
Kanımca millet kavramına da bu ortak değer üzerinden yaklaşmalıyız. Millet terimini aynı genetik yapıya sahip topluluklar şeklinde tanımlamak ortak değerleri kısırlaştırır. Oysa millet demek “kederde, tasada, mutlulukta aynı duygu ve düşünceye sahip olma güdüsü” demektir.
Toplumsal birlikten yoksun birlikteliklerde ortak değerlerde buluşmak yerine farklılıklar konu edinilir. Maalesef ki ülkemizde de etnik, dini, mezhepsel bölünmeler ortak değer kavramı üzerine mesai harcamamanın bir sonucudur.
323.1 milyon nüfusa sahip ABD’de herkes Amerikalıyım diyorsa bunun sebebi ortak değer üzerine uzlaşmanın olmasıdır.
Anayasalar da bir ortak değerdir.Toplumsal mutabakattır. Ülkemizde anayasalar sadece şuan değil baştan beri ortak değer ürünü değildir. 1982 Anayasası %90 üzeri evet ile kabul gördü. Ancak kim diyebilir 1982 Anayasası toplumsal mutabakat metnidir diye? Olmadığını 30 yılda 19 kez değişiklikle gündeme gelmesinden anlayabiliriz.
Ülkemizde ortak değerleri benimsemedikçe ve birini diğerinin önüne çıkarmaktan vazgeçilmedikçe toplumsal birlik, dayanışma ve ilerleme bir ütopyadan başka bir şey olamaz.
Kurtuluş Savaşı toplumsal mutabakatın en önemli örneğidir. Nitekim 15 Temmuz da bir topyekûn direnişin simgelerindendir.
Şunları mevzu etmekten vazgeçelim:
- Atatürk mü? Fatih mi?
- İslam mı? Laiklik mi?
- 15 Temmuz mu? 29 Ekim mi?
- Başörtülü mü? Başörtüsüz mü?
- Türk mü? Kürt mü?
- Alevi mi Sünni mi?
Sınırlı sayıda tuttuğum örnekleri pişirip pişirip gündeme getirmek topluma yarar sağlamıyor.
Ülkece bir olalım ve herkes ülke için var olan gücünü sarf etsin.
Büyük Önder M.Kemal ATATÜRK’ün dediği gibi “”Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır.” diyelim ve ülke için, ortak değerlerimiz için çalışalım.
Herkesin elinde yapbozun bir parçası var. Hadi ortada buluşalım 🙂
Yazın bana İbn Haldun’un Asabiyet kavramını tekrardan hatırlattı.Kendisi Siyaset Teorisinde yeni bir açılım yapmıştır.Üzerinde uzun süre düşünülmüş sorular vardır bilirsin özellikle ”Devletler neden yükselir ve düşer? Neden bazı toplumlar daha başarılı bir
siyasi ve sosyal yapı geliştirebilirken diğer bazıları bu konuda yetersiz kalır?”
İbn Haldun bu sorunun cevabı olarak Asabiyet kavramını ortaya atmıştır.Ona göre devlet kuran medeniyetlerin Asabiyeti (yani birbirine bağlılık ve bozulmamış, askeri ve güç anlamında güçlerinin zirvesindedir.) güçlüdür.
Bir başka ama çok benzer bakış açısı Lenn Evan Goodman,Hegel’in Volksgeist’in de karşımıza çıkıyor.Sence de toplumlar için böyle bir şey hakikaten gerekli midir ? Yazın bunu ne kadar destekler nitelikte olsa da daha ayrıntılı konuşmak isterim.
Toplumların var olma çabasında önemli bir durak olduğu kanısındayım.Özelden genele doğru bir inceleme yapalım.Bir apartmanda bireylerin en önemli ortak değeri aynı binayı kullanmaktır.Buna komşuluk deriz.Bu ortak değer onları birçok konuda birleştirir.Komşuluk ortak değeri onlardaki hassasiyeti daha fazla uyandırır.Apartmanda komşuluk fonksiyonu dışında ortak kullanım unsurları da ortak değerlerin fonksiyonunu açıklamakta.Asansör 12 katlı bir apartmanın belki de en önemli ortak kullanım değeri. bozulduğunda tüm apartman etkilenir.Ve yahut su sistemindeki ufak arıza bile apartmanın derdi haline gelebilir.Neden ortak sorun? Çünkü ortak mekan yani ortak değer.Bu örnek çok basit ve küçük bir örnek.Bunu genellemeye kalktığımızda olayın neden daha önemli olduğu sonucuna varırız.Toplumlar birlikte hareket edebildiği ölçüde var olacaklar.Bu birliktelik robotik bir birliktelik değil. Farklılıkları bol olan ama aynı potada eritip ortak sonuca varmış toplumlar…Özellikle zor ve sıkıntılı dönemlerde bu toplumsal birlik, dayanışma daha önemli hale geliyor.Toplumsal birlik ve dayanışma da ortak değerlerin ürünü sayılabilir.Bence biraz da ortak değerin neler olabileceği konusu daha ağır basmakta.
Yorumun için minnettarım.Ortak değerleri ortak bir ahlak yapısı bile bulamamışken nasıl bulabiliriz ? Yani ABD’den örnek verecek olursak oradaki ortak değer yargıları nelerdir ? var mıdır ? Yoksa aslında bireyler kendi bireyselliklerini yaşarken aslında topluma da dahil olmuş mu olurlar ?
Ortak değerler tahdidi unsurlar değildir.Cansu dediğine katılmıyor değilim.Ancak ortak değerleri nitelendirmesek bile veya nitelendiremesek bile bunlar toplumun belkide insanlığın temel taşları.Bunların ortadan kalkması dahilinde toplumda birlikten bahsedemeyiz.Amerikada herkes belkide güçlü ve daha zengin Amerika üzerine hareket ediyor.Bunları daha derin incelemeler ve kaynaklar üzerinden incelemekte fayda var.
Seninle temelde şu noktada fikirlerimiz farklılaşıyor galiba devletin kurulması fikrinde ya da insanın toplumsal yaşama geçişinde neyin sebep olduğunu düşünüyorsun ? Biliyorsun birçok teori var sana okulda da sormak isterdim buraya kısmetmiş 🙂 ?
🙂 Bu konuda biraz işler karışıyor.Devlet bence güçsüzlerin en büyük güvencesi olma maksadıyla gündeme geldi.Toplumda barış,eşitlik dahi olsa mutlaka insanın bazı özellikleri ile (güçlü) bu özelliklere sahip olmayan diğer insanın üzerinde vesayet unsuru olabilir.İşte devlet burada toplumsal düzeni sağlayıcı,güçsüzü güçlüden koruyacak bir nitelikte görüyotum.Bugün bile dolmuşta mini etek giydiği için bir hadsiz tarafından darp edilen bayan devlet sistemi olmasa darp edildiği ile kalacaktı.
Çok mu temele indim bilmiyorum ama Platon’un devlet kitabında Sokrates toplum insanların ihtiyaçlarından doğar diyordu galiba ben bu görüşe katılıyorum.Toplumlar o toplumdaki bireylerin birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için oluşur bunun nedeni ise bir kişinin her alanda bilgisi olmasının mümkün olmadığı.
Heh kitapta ariyordum buldum nihayet tam olarak sözü “Bence toplumu yapan ,insanın tek başına ,kendi kendine yetmemesi,başkalarını gereksemesidir.Yoksa toplumun kurulmasında başka sebep varmıdır?” demiş.