in

Unut Sofrası

Kül tablasına düşmüş izmarit,

Koltuğun üzerine dürülmüş yorgan,

Bir bakışta ah çektiğimiz

Sonra İçimiz.

Çivilenmiş duvara aynaya baktığımız suretler.

Yolculuklarda eskittiğimiz zamanı,

Yağmur sonrası yuvalarından çıkan solucanlara benzetiyorum

Kıvrılışıyla yolu açan

Sahte olmayan, bir sıkımlık can.

Büyüyüp de küçülen insanlara benzetiyorum bizi

Mevzu son ayrılık,

Tekrar tekrar dönen kader korkusu.

Seni duvarımlarım buldu,

Evim olan duvarlarım.

Sonra sen çıka gittin bir rakı sofrasından.

Eskiyoruz avuçlarımıza dökülen saçları gördükçe

Bugün ziyanı yok diyen rakı,

Karış karış unut sofrası.

Şeref UYGUN

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Kırmızı Yazar

Written by Şeref Uygun

Bir cevap yazın