in

Uyanın anneler babalar çocuklarınızı zehirliyorlar- Çınar’ın öyküsü

Bu öyküleme metni gerçekten esinlenerek yazılmıştır.

Çınar, 17 yaşında. Hayaller, umutlar içinde  ve Majör depresyonunu yaşayan bir gençti. Bir sabah kalktı. Elini yüzünü yıkadı. Kahvaltısını yaptı. Kahvaltılıklar onun son kahvaltısı olacağını bilmiyorlardı. Sonra okula gitti. Okulda kriz geçirdi ve eve geldi. Evde kimse yoktu. Duvarlar çok soğuktu. Yalnız hissetti. Yalnızlığından daha çok yoksun hissetti. Eline son kez kalemi aldı ve yazdı…

Ölmek istiyorum ulan! İlk defa bu kadar eminim kendimden. Bıktım artık. İnsanların birbirlerini ezmesi, üzmesi, yıkması… Çok yoruldum artık. Bir çok insanı görünce midem bulanıyor. Herkes kendini düşünüyor. Sadece kendini! Bıktım artık dayanamıyorum. Varlığın içinde yoksunluk çekmek nedir bilir misiniz siz? Uzun bir süre yaşadım. Allah inşallah affeder. Artık sadece ölmek istiyorum. Bu dünyadan kaçmak istiyorum. Bende onlar gibi olmak istemiyorum. Canım çok acıyor, yanıyor. Her sabah kalktığımda hissettiğim duygulardan yoruldum artık! Sadece ölmek istiyorum. Bu insanlar beni çok yordu. Çok kandırdı. Herkesi iyi sandım. Saf ve temiz gördüm. Saf ve temiz olan sadece benim gözlerim ve düşüncelerim imiş. Yazarın dediği gibi; düşünceler vardır, ölmeye mahkum. Bir o kadar da öldürücü. Düşüncelerim artık beni öldürüyor. Kendimi engelleyemiyorum. Beni içten içe eritiyor. Artık dayanmak, ayakta kalmak istemiyorum. Yapacak hiçbir şey yok. Ölmeliyim, sadece ölmeliyim. Artık bu hayatı kaldıramıyorum. İçim çok yandı. Ruhum ölü zaten, sadece gözlerimi kapatmak istiyorum. Ben onlar gibi olmak istemiyorum! Bir kağıt parçasıyla hayatımı belirlemek istemiyorum. Bu yüzden gözlerimi kapatmak istiyorum. Ne yapsam eskisi gibi davranamıyorum. Kimseyi eskisi gibi göremiyorum. Ve gittikçe ölüme yaklaştığımı hissediyorum. Daha fazla dayanamıyorum. Allah’ım ne olur ben almadan al canımı! Artık konuşamıyorum, insanları izliyorum. Tümünün hareketleri beni biraz daha ölüme sürüklüyor. Her nefes alıp verişim canımı yakıyor. Eskiden soru soran; bir şeyleri merak eden insanları çok severdim. Ama artık dayanamıyorum. Bu kadarı fazla. Ve son kez diyorum (yazarında dediği gibi) sevdiklerinize sarılın yarın ne olacağını bilemezsiniz.

Dedi. Ve… eline aldığı bıçakla bileklerini kesti. Çınar şu an sadece bir yıldız…

Yazarın notu: Bu yazıya nasıl başlanır, inanın bilmiyorum. Belki de ilk defa insanlara bu kadar kızmak, bağırmak istiyorum. Bu çocuklara ne oluyor ? Bu çocukların derdi ne? Bunlar bizim çocuğumuz değil mi? Bu çocuklara yazık değil mi ? Siz belki bu satırları okuyorken bir çocuğumuzu daha kaybediyoruz. Sizleri bir kez daha bu son ‘’veda mektubunu’’ okumaya davet ediyorum. İnsanlık gerçekten bu kadar aciz mi ? Neden birilerinin değerini anlamamız için ölmesi gerekiyor ? Çınar veya bir başkası. Okudunuz mu; kaç kez ‘’artık dayanamıyorum’’ dedi? Bu çocukları görmüyor muyuz ? Elinizi vicdanınıza koyun. Daha kaç gözü yaşlı anneler göreceğiz? Bu çocuklar kız arkadaşına mı bağlanıyor? Birileri sevmeyi beceremedi diye, bu çocukların ölmesi mi gerekiyor? O halde sevmeyi öğrenin! Bunu o gençlere demiyorum. Siz sevgili anne babalara diyorum. Siz öğrenin sevmenin ne olduğunu. Çünkü çocuklar sizin ayak izlerinizi takip ediyor. Bir nesil yetiştirmek kolay olmuyor. Doğurunca veya baba olunca anne/baba olunmuyor! Çocuklara sevmeyi, yaşamayı, yaşamaktan zevk almayı öğretin. Bırakın artık para kazanmayı, toplantıları. Çocuğunuz ölünce paralarınız alın sizin olsun! Türkiye de, bu canım güzel memlekette intiharların bir çoğu ne yazık ki 18 yaşına değmemiş çocuklar. Uyanın artık! ‘’Uyanın anneler, babalar çocuklarınızı zehirliyorlar!’’ Onları insanlık zehirliyor. Artık kim olduğunuzun farkında olun. Yok öyle kızını dövmeyen dizini döver! Mesele diz dövmekse; çocuklarınızın her hatasında kendi dizinizi dövün! Lütfen dünya; uyan artık! ‘’Başka Çınar’ları gösterme bize.’’

Ve insanlar, sizler evet; yediden yetmişe: birbirinizi sevin. Birbirlerinize sarılın artık. Bunun zamanı geldi ve geçiyor. Bu dünya kimseye kalmaz. Dünya hepimize yeter. Birlik olun! Sevmeyi ve sevilmeyi öğrenin. Ivan demiş: ‘’Öyle bir an gelir ki bazı yolların dönüşü, bazı hataların özrü, bazı insanların anlamı olmaz.’’ Evet hadi şimdi çocuklarınıza sarılın, öpün, sevin. Ve tekrar tekrar söylüyorum; Sevdiklerinizi kırmayın, incitmeyin, sarılın. Bir kaç saat sonra her şey çok geç olabilir…

Sağlıcakla Kalın Efendim.

depresyon cesitleri

What do you think?

1 Beğeni
Upvote Downvote
Yeşil Yazar

Written by Evren Sarı

"Kafamın içinde dönen, bir türlü kimselere anlatamadığım dünyayı anlatmak için yazıyorum."

Kilometrelerce uzaktaki insanların yüreğine, ruhuna dokunabilmek bir nefestir, ifadesini kullanan, yazılarında varoluşçuluğu benimsemiş yazara edebiyatçılar tarafından "Düşünen Adam, Bohem, Ölüm Yazarı" gibi lakaplar takılmıştır. "Düşünen Adam, Bir Şair Adamın 118 Günlük Öyküsü ve Çaresiz Adamdan Uzak Diyarlara Mektuplar" kitaplarını yazmıştır. Ona sosyal medya hesaplarından ulaşabilirsiniz.

Bir cevap yazın