in

Ah Alex!

Sevgili Alex!
Bu mektubu hiç bir zaman okuyamayacaksın. Yani “sen bu mektubu okurken ben …” diye cümleler kurmama bile izin yok. Ama beni külfet altında bırakmana da izin veremem.
Sen anlattın kendini bana önce şimdiyse ben anlatıyorum lakin sorma, bu satırlar ne senin ne de benim! Sanırım son bir kaç saattir sen ben ayrımını ziyadesiyle hırpaladım.
Yani bu mektubun bir okuyucusu olamadığın gibi gönderen ve alıcı kısmı da muallakta.
Canımız sağ olsun be, biz yine de oynatalım kelamları art arda. Bakarsın yol olur sana!
Ah Alex!
“Beni bir yerlerde bir zaman hatırlayınız”, dedin hikayenin sonunda ya da başında, kestiremiyorum.
Kusura bakma bu biraz absürt bir arzu zira seni hatırlamak demek unutmak gibi bir ihtimali barındırır bağrında. Ben bunu kabul edemem! -Ben demişken hangimizden bahsediyoruz, yorumsuzum, tabi-
Bu bir aşk mektubu değil, belirteyim! Aslına bakarsan seni hiç de sevmedim Alex. Lakin dünyan o kadar kirliydi ki sen bir bebek gibi masum durdun orada. Oysa zalimsin, suçlusun, vicdansızsın ve saire ve saire.
Ne düşünüyorum, biliyor musun? ( Bilmiyorsun ve de hiç bilemeyeceksin.) Bütün bunlara rağmen seni kendimden ayıramıyorum. Bunun için geçerli gerekçelerim var, sanırım.
Öncelikle en az benim kadar kötüsün,tanışıyoruz yani seninle.
Sonra her şeye, her haline rağmen teslim olmuyorsun,kendine bile!
Bu çok acı bir marifet bilirsin, tıpkı benim gibi. Üstelik ne kadar acırsa acısın sırf bu yüzden hep daha fazlasını bulursun. Tabi bulduklarının umduklarınla uyumu tartışılabilir bir mevzu.
Daha da sonra, daha da sonrası yok, sevgili Alex!
Işığının da gölgenin de pencerelerime vuruşunu izledim son birkaç gündür.
Üzgünüm, seni hatırlayamam! Çünkü bunun için unutma ihtimaline ihtiyacım olacak. Oysa insan kendini unutamaz, öyle değil mi?
Tanıştığımıza memnun oldum yani tanıştığına memnun oldun Alex,
tanışsaydık memnun olurdun.

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Kırmızı Yazar

Written by Pİ Sayısı

Bir cevap yazın