in

Kuş

Kuşlar kışın sıcak memleketlere göç ederler ve orda kendilerine hep en güzel ağaçları seçip yuva yaparlar. Korunmak ve yaşamak için.

Ben de senin kalbini kendime sonsuz bir durak belledim. Beni ayazdan, güneşten, yaban ellerden, en çok da kendimden koruyacak bir ağaç gibi. Kollarında uyuduğum, sevgisiyle beslendiğim, yere sımsıkı tutunan kökleriyle bana hiçbir şey olmasına izin vermeyeceğini bilerek. Ama yeri geldi asıl sen zarar verdin bana. Yapraklarını çekip beni sevgisiz bıraktın, rüzgarlara dayanamayıp beni neredeyse düşürecek gibi oldun. Ben ise gözyaşlarınla seni tekrar yeşillendirmek istedim. Bir sıcak gülüşle her şey düzelir sandım. Ama yanıldım.

Aslında ben de boş durmadım. Her bir parçana zarar verdim. Yuva yakmaya çalışırken kalbinin en kuytu noktasında bastığım her yeri toprak deyip geçtim, tanımadım, kırdım, dumur ettim. Fakat hayat öyle adil ki kırdığım her bir parça şimdi bana saplanıyor. O toprak deyip geçtiğim yerler şimdi çiçek açtı, bana koklatmıyor. Kentsel dönüşüm gibi ellerimle her bir parçanı yenilerken seni kaybettim. Saflığını, güzelliğini ve sonsuz sandığım sevgini.

Beni terk ettiğin günkü düştüğüm boşlukta oturup düşünüyorum da acaba beni sevmekten hangi gün vazgeçtin? Ve biliyorum saçlarımı kokladığın gün değil. Yüzümü avuçlarının arasına aldığın o gün hiç değil. Hayatın sana getirdiği olumsuzluklara senin adına da ben üzülürken mi acaba? Yoksa tüm dünyayı, hayallerimi, özgüvenimi, ideallerimi geride bırakıp kendimi sana adadığımda mı? Birhan Keskin’in Yol kitabında dediği gibi beni de yetiştirdiğim en iyi nişancı vurdu galiba.

Fakat nisanlar, baharlar yakın. Hele bir de 28’i oldu mu…  Güneş doğar her şeyin üstüne. Vermez artık eski sayfaları silip silip önümüze. Yepyeni bembeyaz bir defter bekliyor bizi. İçine hiçbir kırgınlığın kızgınlığın giremeyeceği yepyeni bir defter. Kalemimizin sevgiden olacağı, her bir öpücüğün mürekkep sayılacağı.

İşte ben böyle senin kuşun oldum. Sen öyle büyüktün ki adım minik kuş oldu çıktı sonrasında. Şimdi senin ağacından çok uzakta tutunma çabası veriyorum. Gölgen yok, bana sarılan dalların yok. Tek başıma çaresiz ve kimsesiz dönmeni bekliyorum. Köklerin de buralara ait değil artık gelmeyeceksin, biliyorum. Ama sorun değil ikimiz de aynı gökyüzüne baktığımız sürece her şey güzel olur. Zaten her şey seninle güzel benim hayatımda. Bu yüzden beklenmedik bir anda ayrılık gelip çatsa da seninle paylaştığım tek bir gün yeter bana.

What do you think?

2 Beğeni
Upvote Downvote

Bir cevap yazın