in

Hayvan gibi yaşamak>İnsan gibi yaşamak

İlk yazıma, tuhaf bir başlık ekleyerek okuyan herkese “merhaba” demek istiyorum…

2013’ten bu güne kadar günlük tutan bir kişiyim. Tabii ki her gün her detayı yazmasam da, iki ya da üç günde bir de olsa defterimi alır, içimi dökerim… Neden hayvan ve insan kıyası yaptığımı merak ediyorsunuz diye tahmin ediyorum, çünkü insanlığımızdan utanılacak bir dönemde yaşıyoruz, en kötüsünden en iyisine.

21. yüzyıl bize çok şey kattı, mesela bu satırları okumak isteyen bir kişi, 20. yüzyılın ortalarında ya birinin günlüğünü ele geçirip okumalı ya da denemeler kitabı almalıydı. Ama bugün, belki de bu yazıyı şu an mobil cihazlarınızdan bile okuyor olabilirsiniz. Avcumuza sığacak boyutta cihazlar ile, dünyanın diğer ucundaki insanlara ulaşabiliyoruz, artık birçok otomobil elektrikli seri üretiyor, düşünebiliyor musunuz petrole gerek bile kalmayabilir. Neden? Çünkü petrol savaşları çoktan başladı, su için programlar ve seminerler, paneller yapılmaya başladı çünkü dünyada bulunan su bile artık bitmek üzere.

İnsan ne için yaşar? İnsanın amacı ne? Kendi menfaatlerinizi gözetmeden, dünya üzerindeki tüm canlıları eşit haklara sahip varsayarak cevap verebilir misiniz buna? İnsan tüketmekten başka bir işe yaramaz. Bu yüzden hayvan gibi yaşamak>insan gibi yaşamak…

İnsanın etini kasaplarda satamazsınız, anne sütünden yoğurt, lor peynir, süzme peynir, tereyağı yapamazsınız. İnsanın dışkısı toprağa faydalı değildir, insan yumurtlayamaz ya da annelerimizin yumurtaları ameliyat ile bize verilse kırıp yiyemeyiz. İnsan ölür, toprak olur, kemik kalır, o da yüz yıllar içinde çürüyüp gider, ham petrol olur mu, olmaz, niye varız? Ayakkabı üretmeyi, çanta, pantolon, üretmeyi, elektrikli otomobiller baz istasyonları kablosuz iletişim araçları, bunlar gelişmişlik sanılıyor değil mi? Ayakkabı derileri için öldürülen yılan ve timsahları düşünün, tükettik… Çanta-pantolon için binlerce ipek böceğinin verdiği emeği düşünün, tükettik… Baz istasyonları, kablosuz iletişim araçları, bunların birçoğu, kovanlarından ayrılan arıların frekanslarını kaybederek kovanlara geri dönmesini engelliyor.

İlla ki daha önce görmüşsünüzdür, “Hangi sincap sizin beton evinizin yerine ağaç dikip ev yaptı? Sizler, bir yuvası varken ikinci yuvayı yapıp kiraya veren kumru gördünüz mü? Hiç diploması olan bir ağaçkakan gördünüz mü, ağacın neresine vurması gerektiğini bilen?”

Bu ilk yazım, biraz dağınık oldu, ama derdimi anlatmaya çalıştım, anlatabildiğimi düşünüyorum, vermek istediğim mesaj şuydu, “hiçbir insan, kendini hiçbir canlıdan üstün ya da güçlü görmesin, bugün insanlık ortadan yok olsa, dünya kendi sellerini, depremlerini, iklimlerini değiştirerek onarmaya devam edecektir, ta ki bir insanoğlu dünyaya dönüp, bir ağaç keserek beton dikmeye çalışana kadar”

Yolda yürürken, her yeri asfaltla, taşla kaplanmış olan bir kaldırımda yürürken, el kalınlığındaki taşın arasından başını kaldırıp gökyüzüne doğru uzanmaya çalışan parmak kadar bir fidan görürseniz, doğadan korkmanız gerektiğini hatırlayın.

Hayvan gibi yaşamak>insan gibi yaşamak…

What do you think?

2 Beğeni
Upvote Downvote

Bir cevap yazın