in

Dünyanın en uzak mesafesi

İki kolun aynı anda saramadığı kadar uzak,

Bir adımda varamadığın yer kadar,

Tek hamlede dokunmadığın şey kadar,

Ve dünyanın en uzak mesafesidir bu.

Birbirimizi göremediğimiz her yer gurbettir.

Şimdi bana bir göç gerekir,

Gözlerinin güneşiyle ısıttığı iklime.
Kimseye söyleyemediğim bir yer var içimde,

Bazı geceleri yangınlı.

Perdeleri üzerime çekip,

Ara ara çocukluğumu yakıyorum.

Bazı geceler bazı parklara,

Ağlayışlarımı gömüyorum.

Bazen, sadece üşüyorum.
Biliyor musun?

Burada havalar, senin olmadığın her yer kadar soğuk.

Yapraklar ağaca alkış tutmayı bıraktı.

Kara bulutlar indi dağlardan şehre.

Kuşlar, farklı yerlere kaçışmaya başladı.

Yağmurdan kanatları ıslanmıştı.

Buğulanmış camın omzuna başımı yaslayıp ağladım.

Yağmur damlaları ve gözlerimin,

Pencerenin üstündeki dansını izledim.

Sonra onların birinde gözlerin belirdi.

Yenildim.

Çok ağladım,

Çok ağladım.

Kazağımın bileğine yüzümü silip,

Yalandan bir ciddiyet yapıştırdım yüzüme.

Doğruldum.

Hiç anlamadığım konular kadar anladım.

Seni unutma ihtimalim,

Bütün kuşların boğularak ölmesiydi.

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Okur

Written by Ramazan teker

Bir cevap yazın