in

Hiçlik

Sessizliğin içinde bir adam. Artık yarınlar için hiçbir umut taşımayan gözler ve anlamını yitirmiş onlarca kelime. Adam yorgun, aklında hala kadının gidişi var. Bu duruma alışmış olmanın hissizliğini taşıyor yüzünde. Bu ilk gidişi değil kadının, defalarca gitmiş daha önce. Kadının her gidişinde parça parça olmuş adam, hep eksik kalmış. Gerçekleşmesi zor hayallerden yapmış yuvasını bir kuş, adamın gönül bahçesine. Kadının bir sözüyle yıkılmış oysa bütün her şey. Bir sabah rüzgarı gibi dağılmış ortalık, sanki hiçbir şey olmamış gibi.

Adam hala sessiz. Söylemek istediği ne çok şey var oysa. Boğazına düğümlenen her kelime gözyaşı olup akıyor geceye. Kimsesiz karanlıklar içinde kendi kimsesizliğini hatırlıyor. Yokluğa uzatıyor elini içinde kalan son umut parçasıyla. Bir şarkı tutturmuş inceden “kurtar beni, bu yalnızlık canımı çok yakıyor” diye. Kimseler duymuyor bu çığlığı, yavaş yavaş tükeniyor adam. Yitiriyor biriktirdiği bütün duyguları, kayboluyor gittikçe.

Kendi sonuna doğru koşuyor ve aklında kadının giderken bıraktığı sözler, gözlerinde onu ilk gördüğü zaman ve içinde her biri için kendini öldürdüğü hayalleriyle çok yükseklerden düşüyor adam.

What do you think?

0 Beğeni
Upvote Downvote
Okur

Written by Adem Gün

11 Mart 1995 - Görünürdeki hayatım bundan ibaret.

Bir cevap yazın