in

Kovit Abi!

Efendim tıp doktoru olmam sebebiyle maskenin bulaşıcı hastalıkların önlenmesinde önem ve ehemmiyetini az buçuk da olsa bilmekteyim. Fakat bu; her genelgede, nedense menşeine bastıra bastıra vurgu yapılan ( Çin’in Wuhan kentinden başlayıp bütün dünyaya yayılan ) yeni tip Corona virüsün; inanmayacaksınız ama dünyamız ve maske kavramımıza yeni bakış açısı getirmenin ötesinde,gözümüzden perdeleri dehşete düşürerek kaldırdığı da  çok aşikardır.

Öyle bir varlık düşünün ki gözle görülmez, elle tutulmaz ama var ve hayatımızı en çarpıcı şekilde etkilemektedir.

Henüz, güzel memleketimize bu illet bulaşmadan yanı başımızdaki komşumuz; İranda, her gün artmakta olan salgın sebebiyle yobazların gücü ölüme yetmemiş; cuma namazları ve toplu ibadetler iptal edilmişti. Bu esnada ince düşünceleri ve Zehir gibi akıllarıyla kimi şahsiyetler “ Laz Hoca “ dan alıntı yaparak g*t korkusunun Allah korkusunun önüne geçtiğini fıkra şeklinde bütün sosyal medya mecralarından haykırıp gülmüşlerdi. Hoş! Atalarımız ne demiş; gülme komşuna gelir başına!

Diretenler oldu başlarda. Sonuçta gelenek ve örf kanunun üstündedir kimi zaman. Şeyhül İslam efendi ay çok pardon alışkanlık işte düzeltiyorum hemen: Diyanet İşleri Başkanı ilk başlarda Cuma namazı ve camiye gitmeyi kişilerin insiyatifine bırakıp, kendisi için de kaçacak açık bir kapı bırakarak “eğer başkalarına bulaştırırsanız kul hakkıdır ödenmez “ diye buyurdular. Fakat sonrasında doğru yola gelip gereken buyruğa zor da olsa imza attırılıverdiler.

Diyeceksiniz ki hemen neden buraya el attın!? Yahu azizim bir dur sabret daha zurnanın ilk deliği bu.

Hafızam beni yanıltmıyorsa bizim ırk çok değişiktir, bize bir şeycikler olmaz diyen zırtapozlar da çıkartıldı ülkenin en ünlü ekranlarından birisine. O gün bu kelimeleri duyunca insanlığımız adına çok utanmıştım ve ansızın değişik bıyıklı Nazi Führerinin ateşli nutukları gelmişti aklıma. Yaşasın metamfetamin!

Yalnız Covit abimiz ( sanırım bunca keramete sahip olana abi dememde sakınca yoktur );çok adaletli olduğunu ve din, dil, ırk, cinsiyet ve ayırım niteliği taşıyan hiçbir ögeyi dikkate almamaktaydı.

Üstadım; örneğin bu Covid 19 namı diğer Korona salgını her iki akşamda bir ekranlarımızı süsleyen tıp soytarısı ve yüz karalarını bir çırpıda silip süpürdü. Yerini; adını sanını bilmediğimiz, medyatik konuşmayı beceremeyen, estetik düzeltmelere maruz kalmamış ama işin ehli insanlar alıverdi.

İşin ucunda insanların yaşamı söz konusu ve haliyle şakaya gelmiyor oysa bundan önce de insanların SAĞLIĞI SÖZKONUSUydu.

Covit abi, yok hayır bu olmadı yazıldığı gibi okunsun ve içselleştirelim. Evet kovit abimizin marifetleri bunlarla ve güzel ülkemizle sınırlı kalmadı.

Medeniyetin eşiği; bak yine dilim sürçtü, neyse beşiği olan Avrupa da nasiplendi tabi kovit abimizden. Orada da her zamanki maskeler düştü ve bulabildilerse beyaz maskeleri takıverdiler. Yarım asırdan fazladır kapısında inim inim inlediğimiz Avrupa Birliğindeki ülkeler kendi dertlerine düşüp en kadimlerinden olan İtalya´yı yapayalnız kaderine terkettiler. Aylar sonra timsah göz yaşlarıyla çok hüzünlü bir şekilde özür dilediler. Ne acıklı değil mi?

Aman koşun yetişin Türkler gelip bizi şey edecek diye yaygara koparıp Avrupa Birliğinden çıkan İngilizler çöp poşetlerinden yaptıkları önlüğü bırakıp, Türklerden gidecek malzemeyle bayram edeceklerdi. Kullandıktan sonra da bizim standartlarımıza uymadı diye asırlardır süregelen puştluklarını yitirmeyeceklerdi. Muhterem; asalet dediğin böyle bir şey olsa gerek. FUCK ( Fertilization Under Control of King ).

Dünya züper gücü olan Amerikayı ve başındaki dahiyi anlatmaya gerek bile duymuyorum.

Neyse dönelim yine kendi güzel ülkemize. Kovit abi hep kötü şeyler yapmadı tabi ki. Dedim ya bu abimiz çok kerameli öyle ki hem iyiliği hem de kötülüğü aynı anda barındırıyor.

Murat bey var ev sahibim. Daha salgının başında utana sıkıla beni incitmemek için özenle seçili kelimlelerle mesaj atmış ve bu süreçte kira ödeyemezsem sorun olmayacağını bildirmiş. Murat kendisi devlet memuru ve benden aldığı kira ile İstanbulda kira ödediğini biliyorum. Bundan daha güzel ne olabilir ki?

Ya doğaya ne demeli? Türümüzün kısa süreliğine de olsa kirletici kirli eli çekilince gökyüzü masmavi oluverdi. Dereler daha duru akıyor ve mumla arayıp bulamadığımız türler şehirlerimizde görünür olmaya başladı. Ha bu tür dediğim kuralları hiçe sayıp pervasızca dışarıda dolaşan iki ayaklılar değil.

Evet iki gözüm. Meslek hayatının onuncu yılında pes noktasına gelmiş mesleği bırakmayı düşünen bendeniz bile bir başka hissediyorum. Bedeli ağır oldu biliyorum. Koca çınarları yitirdik meslektaşlarımız arasından. Hekimlerimiz ve yardımcı sağlık çalışanları canlarını dişlerine takıp gece gündüz çalıştılar. Kimimiz çocuklarının kokusuna hasret kaldı aylarca. Canını yitirenler oldu. Oysa bunlar göz önünde olmayan ve biz sağlık çalışanlarının sürekli yaptığı işti. Velhasılı kelam daha düne kadar dövülüp sövülen ve hatta öldürülen biz! Siyasilerin en kötü karalama kampanyalarıyla seçim malzemesi yapılan bizlere her akşam cami hoparlörlerinden dua edilip övgüler yağdırılıyor. Ahali akşamların belirli saatlerinde alkışlıyorlar topluca. En çok eğlendiğim de Marvels karekterlerinin sağlık çalışanı bir hanıma tazim ettiği çizim oldu. Ulan oysa bizim tek istediğimiz herhangi bir meslek erbabı kadar hoşgörü ve saygı görmekti önceden.

Güzel olan başka bir şey ise demin bahsi geçen medeniyetin eşiği ülkelerde olmayıp bizde olan Murat bey gibi milyonlarca insanımızın oluşuydu. Biz; biz olabildik. Işığın çocuklarına, Anadolunun onbinlerce yıl insanlık birikimine yakışır şekilde.

Evet efendim. Bu Kovit abi çok can aldı. Canımızı yaktı ve yakmaya da devam ediyor fakat hikmetli abimizi farklı bakış açılarından da görmek gerekti.

Bu yazımı mevcut salgından yaşamını yitirenler, yeryüzündeki meleklerimiz olan hemşireler ve Abi, Abla ve sevgili kardeşlerim olan meslektaşlarıma, saymakla bitiremeyeceğim sağlık sektöründe çalışan tüm insanlara adıyorum.

17-05-2020

A. Bıgonah

What do you think?

1 Beğeni
Upvote Downvote
Kırmızı Yazar

Written by Ali BIGONAH

Bir cevap yazın