İlk önce kadın kelimesinin anlamına bakalım. Kadın; erişkin dişi insan. Bu anlam dünyaca kabul edilir. Peki Türkiye’de kadının anlamı nedir? Kadın; çalışmamalı, evde oturup çocuklara bakmalı, cinsel obje gibi anlamlara sahiptir.
Türkiye’de eğer kadınsan yaşamak çok zordur. Dövülürsün, tecavüz edilirsin, sözlü olarak tacize uğrarsın, küçük yaşta evlendirilirsin, okutulmak istenmezsin, kısa şort giyersen yollu olursun… Örneğin 2017 yılında 409 kadın öldürüldü, 332 kadına cinsel şiddet uygulandı. Peki bunları yapanların kaçı içeri alındı? Hemen söyleyeyim. Neredeyse yarısı içeri alındı. Peki diğer yarısı neden dışarıda? Bu sorunun cevabını hala bilmiyoruz. Peki bunları yapanların ifadelerine bakarsak neredeyse hepsinin ifadeleri aynı. Gece geç saatte dışarıdaymış, kısa elbiseler giymiş, kahkaha atmış. Bunların hepsi sizi tahrik etmez. Kendi uçkurunuza sahip çıkacaksınız. Sen nasıl gece geç saatlerde dışarıdaysan, şort giyiyorsan, yüksek sesle kahkaha atıyorsan kadın da yapabilir. Kadın ve erkek eşittir. Bir de şuna bakalım. Kadınları toplu taşıma araçlarında tacizden korumak için ayrı otobüs, vagon gibi şeyler yapıldı. Adları da pembe metrobüs, pembe vagon gibi şeyler konuldu. Neden bunu önlemeye çalışmak yerine toplu taşıma araçlarını ayırdınız? Neden pembe? Maalesef aklımızda hep bu sorular var. Ama ne yazık ki bu soruların cevabını bulamıyoruz. Ya da üstünü örtüyorlar ki gerçek nedenini bilmeyelim diye. 6284 sayılı Koruma Kanunu ne yazık ki uygulanmıyor. Bu yüzden kadın/erkek fark etmez bu olaylara karşı dik durmaya devam etmeliyiz. Umudumuzu kaybetmemeliyiz. Umuyorum ki bir gün Türkiye’de kadının önemini anlayacaklar. Yazıma Mustafa Kemal ATATÜRK’ün kadınlara önem verdiği bir sözüyle bitirmek istiyorum.
“Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.”
Farkındalık açısından önemli bir yazı.Kadının toplumdaki yerini değiştirmedikçe,kadının birey olduğu ve erkek ile eşit olduğunu zihinlere yerleştirmedikçe çözüm yok,olamaz