Birçok şiire, şarkıya, masallardaki bilinmezlikler ülkesindeki devlerin ardına konu olan dağlar aslında bize anlatıldığı kadar dev şeyler değildirler. Ardında bir aşk hikayesi, memleket özlemi yatar o “dev” dağların.Dağların ağırlığını insanoğlu belirler coğrafyası değil tıpkı saatlerin özlemi belirlemesi gibi.
Dağlar kimi türkülerde insanın sevdiğiyle türkü söylediği yerlerken kimi yerlerde özlemin haykırıldığı heybetli alanlardır.Dağlar sevdiğinin elini tuttuğunda kuş tüyü kadar hafifken, özlemini haykırdığın zamanlarda devleşir ve üzerine üzerine gelirler.Dağların üzerime üzerime geldiği bir zamanda yazmış olduğum şu dizeleri sizlerle paylaşmak istedim…
Dağların sesi bana seni söyler
seni nasıl sevdiğimi,
Aşka inanmıyorum deyip de nasıl gittiğini
Giderken şu koskoca dağları nasıl götürdüğünü
Dağlar yalan söylemezler, bilirim
saat kaçta terk edildiğimi bildiğim kadar iyi hem de
kuşlar özgürdür, bilirim
ama gökyüzüne muhtaç olduklarını bildiğim kadar iyi hem de
Başı duman pare pare
Yol ver dağlar yol ver bana…