Öyle güzel ki,
bir kuş olsaydım
penceresinden ayrılmazdım.
Gökyüzü buna
kıyamet derdi hiddetiyle.
Fakat yine de
gecikmesinin üstünü
örtemezdi öfkesi.
Çünkü gövdemdeki patırtı,
kıyametten önce
O’ndan sonra koptu.
Kalanını hep telaşla
silkeledim kanadımdan.
Dedim ya bir kuş olsaydım,
yapardım.
Değilim fakat.
Değilim ve
yüreğime sığmıyor, sevdası.
Keşke bir kuş olsaydım.
O zaman
ağzımda tuttuğum çamura
değerdi işte.
Mânâsı olurdu varlığımın.
İlle de özgürlüğüm desem de
penceresine yuva yapardım.
Çamurum
pervazına sıvanırdı neticede.
Ve vakti geldiğinde
yalnızca göç zamanı ağlardım.
Gökyüzü yuvama tükürecek diye.