Meltem Dobur
Demiş ki Prof. Dr. Mustafa Aşkar
“Alnı secdeye gelen bir varlık var mı insanın dışında?
Yok.
Secde eden tek varlık insan.
O zaman, ben düz söyleyeyim.
Ayette de bunu söylüyor, ağır gelmesin.
Namazı hayvanlar kılmaz, namaz kılmayan da hayvandır.”
Profesörün söyledikleri üzerinde konuşmaya gerek yok aslında bir laf var ”kişi kendinden bilir…” diye devam ediyor her neyse.
Bu kadar kolay olmamalıydı ya diye düşünürken, kendime
”KIZIM BURALAR HEP TÜRKİYE, HEM DE ORTADOĞU’NUN EN SICAK AVRUPA KIYISINDA, GÜYA LAİK VE İSLAM BAYRAĞINI ALNININ AKIYLA TAŞIYABİLECEĞİNİ ZANNEDEN TÜRKİYE”
diye bir uyarıda bulundum. 🙂
Hem aklıma gelmişken bizim ülkemizde makam sahibi olmak da mühim mesele.
Makamın hakkını vermek de öyle.
Ama o hakkı veren tam olarak nerede haberim yok varsa bilen yoruma yazsın.
Adil olan, aç doyuran, yetim/öksüz başı okşayan, insanlarının orada burada patlayan bombalar silahlar yüzünden ölmesine izin vermeyen, her yaştaki öğrenci için kesenin ağzını açan, en iyi sistemi genç beyinler için tasarlayan, yaz okulunda para kazanmak için öğrenciyi dersten bile isteye bırakmayan, her işçiye sigorta yaptıran , her yaşlıya elini uzatan falan filan işte.
Varsa böyle biri ; makam sahibi olan, son model arabası, sarayı, villası, yatı, katı, jeti olup da bunları eksik etmeyen biri varsa bileyim cahil kalmayayım.
Hak demişken işte , İslam da zaten ana hatlarıyla benim tarif ettiğim gibi ”yönetin, adil olun” diyen bir din, bir yaşayış , bir inanç değil mi ?
Ne olacak bizim bu protokol sevdamız ?
Şu dillere destan olan..
Saçma sapan sıfatlar, kabaran koltuklar, yükseldikçe dolan cepler…
Efendiler !
Hoşgörü dininin adıyla
ne çok ithamda bulunup
ne çok kan emdiniz, ”yeter bre Müslüman!” diye isyan bile edemiyoruz.
Bunları ilahiyatçı, imam, müezzin, din kültürü ve ahlak (!) bilgisi öğretmeni, hoca vs yapan sistemin ömrünün ne kadar süreceğini biz biliyoruz, biliyoruz da
ONLAR HAYVANLARIN DA İBADET ETTİĞİNİ BİLMİYORLAR ALLAH’IM !
Zaten ne bilecek sabah ezanı için uykusunu bölmeyen adam, namazını kılan her Müslüman’a kuşların eşlik edip Allah’ı zikrettiklerini.
Yani İNSANLAR NEYE KİME İNANIYOR, NASIL İBADET EDİYOR’dan önce
İNSAN NASIL ANLIYOR NASIL YORUMLUYOR demeli, demeli de.
Tabi demiyor mübarekler(!)
Allah aşkı bambaşka onlarda(!)
Neyse ya bırak(ın) insanlar taşa inansın, ona secde etsin isterse hatta inansın ama secde etmesin sana/size ne sayın hocam.. 🙂
Onun yerine sen/siz yanmayacaksın(ız) ki.
KUR’AN diyor ben değil.
Valla başkasının ibadetinden sorumlu değiliz, tabi olay kendi çocukların olunca farklı da oralara girmeyelim.
Ama normal bir Müslüman kendinden sorumlu di’mi Allah’ım ?
Sen/siz geç(in) anlat(ın) İslam’ın güzelliklerini , dinimizce yapılması gereken ibadetleri anlat(ın).
Bırak(ın) rica ediyorum yapmayan yapmasın.
Boşu boşuna kendini(zi) üzüyorsun(uz), yoruyorsun(uz).
Ne demişler
”HER KOYUN KENDİ BACAĞINDAN…”
Di’mi Allah’ım ?
🙂
